www.gelinmagazalari.com
Gelin Mağazaları, 1996 yılında İzmir Güzelyalı'da, ev tekstili mağazası olarak ticaret hayatına başlamış, 2002 yılı sonunda İzmir Üçkuyular'da açılan bir mağaza ile mobilya ve yer döşemeleri sektörüne de adım atmıştır. 2007 yılı ortalarında İzmir Denizmen'de açılan Konfor Showroom ile Konfor mobilya fabrikasına direk bağlı, ilk elden tüketicilere ulaşabilen bir yapı içine girmiştir.
Mobilyada Konfor, yer döşemelerinde Dinarsu, Serfloor ve Vario markaları ile hizmet verdiğimiz siz değerli müşterilerimiz ve iş ortaklarımızla bugünlere ulaşan Gelin Mağazaları, gelecekte de en kaliteli ürünleri, uygun fiyatlarla temin edebileceğiniz mağazanız olmaya devam edecektir.
www.gelinmagazalari.com
www.gelinmagazalari.com
Etiketler: www.gelinmagazalari.com
CNET Bilişim Hizmetleri Yeni web sitesinde hizmetinizde...
Etiketler: Bilişim hizmetleri , CNET , Google Optimizasyon , http://www.cnetbilisim.co.cc , SEO
Yemek Tarifleri - Tantuni (Mersin)
Tantuni / Mersin
Malzemeler
1 kg. kuzu kuşbaşı
1 yemek kaşığı margarin
1 adet kuru soğan
2 adet yeşil soğan
2 adet domates
1 adet yeşil soğan
1 yemek kaşığı toz biber
1 tatlı kaşığı tuz
Yemeğin Tarifi
Kuşbaşı etleri küçük küçük doğrayın. Yıkayıp, süzdükten sonra saca koyun, margarin ekleyin. Etler suyunu bırakıp, çekene kadar bekleyin. Kavrulmaya başlayınca devamlı karıştırarak kavurmaya devam edin. 1 yemek kaşığı toz biber atıp, ocağın altını kapatın. Etleri kenara alın. Saca yeşil soğan, kuru soğan, domates ve yeşil biber doğrayıp, kalan yağın içinde 5 dakika karıştırarak kavurun. Etleri tekrar saca koyup karıştırın. Pide ekmeklerinin içine koyarak servis yapın.
Wikipedi Bilgisi..:
Tantuni Mersin'e has bir dürüm çeşididir. Araplardan gelme olduğu genel bir kanıdır.
Rivayete göre aslen fakir yemeği olan tantuni ucuz olması için bolca akciğer ile karıştırılmış et ve yağdan yapılırdı. Bugün tüketilen tantuni ise iki çeşit etle yapılır. Sadece et içeren dürüme biftek, hem et hem de kuyruk yağı içeren dürüme ise tantuni denir. Bu fark özellikle tantunicilerde öğün ısmarlarken önem kazanmaktadır.
Hazırlama ve sunum [değiştir]
Çok küçük kuşbaşı doğranmış et haşlanır. Saç kızdırılarak yağ ve toz biber eklenir. Önceden haşlanmış et bu yağda çevrilir. Pişirme sırasında saca arada bir su eklenir. Amaç, hem sacın ısısını kontrol etmek, hem de tantuninin sarılacağı ekmeği yumuşatmak için buhar sağlamaktır.
Pişen et sumaklı ve maydonozlu soğan piyazı, domates ve çeşitli baharatlar ile ekmek arası ya da dürüm yapılır. Genelde kullanılan çeşitler somun, açık ekmek ve lavaştır. Limon ve acı biber turşusu ile servis edilir.
Tantuni ustadan ustaya çok değişiklik gösterir. Tantuniye eklenen baharatlar ve otlar, malzemenin dürüm ya da somun içindeki katmanlaması, buhar ve yağ oranı, pişme süresi, saca toz biber yanında katılan diğer malzemeler bu değişikliklerden sadece birkaçıdır.
Kaynak : Vikipedi
Etiketler: mersin , tantuni , yemek tarifi
ayın itirafı - Girişimcilik ruhu
1 - pısagor, Erkek , 34 , İstanbul
Girişimcilik ruhu
Çalıştığı şirket için 5 sene mücadele veren, kariyer basamaklarını hızla çıkan ve sonunda ne kadar yükselirseniz yükselin bir çalışan olarak kalacağını anlayıp iş kurmaya karar veren, kendini attırmak için 1 ay uğraşan, aldığı tazminat ile bir inşaat şirketine ortak olan ben, şimdi de eski şirketime bayi oldum. Artık eski müdürüm bana satış yapmak için kendini paralıyor. Müdürüm, sen daha çoook gelir gidersin. Yaşasın girişimcilik ruhu!
Kaynak : http://www.itiraf.com/553764/Girisimcilik_ruhu/
2 - lomex, Erkek , 24 , İzmir
İmaj meselesi
ask_bole_olmaz 'a atfen. Bir gün büroda otururken, yüklü bir vekalet ücreti alacağımızı tahmin ettiğimiz bir müvekkil gelmişti. Malum, yüzümüzde güller açmaya başladı ve hemen şovumuzu yapmaya başladık. Gelen müvekkilin kafasında istediği hukuk bürosu imajını da çok geçmeden oluşturduk, artık işi almamız an meselesi... Lakin sevgili sekreterimizin aniden içeri dalıp sorduğu şu soru yüklü vekalet ücreti ile imajımızı da alıp götürmüştü: "Lomex bey, bu ay da aidatı savuşturcaz mı yoksa ben yine kapıcı ile köşe kapmaca mı oynicam! Ay bıktım valla!" Evet efendim, aynı ile vakidir. İmaj an itibarı ile yerle yeksandır.
Kaynak : http://www.itiraf.com/554244/Imaj_meselesi/
50 Ünlü söz... Tarihi anlar ve tarihi sözler...
50 Ünlü söz... Tarihi anlar ve tarihi sözler...
1 Bira,Tanrı'nın bizi sevdiğinin ve eğlenmemizi istediğinin kanıtıdır.
Benjamin Franklin
2 Belki de bu dünya başka bir gezegenin cehennemidir.
Aldous Huxley
3 Tabii ki Tanrı beni affedecektir, bu onun işi.
Heinrich Heine (Ölüm döşeğinde)
4 Senin ruhun yok, sen zaten ruhsun, senin bedenin var.
C.S. Lewis
5 Allah kahretsin! Sessiz dua etmeyi unuttuk.
Dwight D. Einsenhower
6 Aşk, acı veren zihinsel bir hastalıktır.
Platon
7 Sizi artık ben bile kurtaramam.
İsmet İnönü (Tahkikat komisyonu kurmak üzere meclise teklif verdikleri
zamanAdnan Menderes ve ekibine)
8 Geleceği merak ediyorsanız, insan suratına yapışmış bir postal hayal
edin,her zaman...
George Orwell
9 Para sizi mutlu etmez, çünkü mutluluk da zengindir.
Groucho Marx
10 Doğru şeyi yapmak için her zaman "doğru" zamandır.
Nelson Mandela
11 Dünyayla aranızdaki kavgada dünyayı arkanızda bırakın.
Franz Kafka
12 Her şey akar, çünkü hayatta hiçbir şey sabit değildir.
Heraclitus
13- 18 yaşımız kanaatlarımızın üstünden baktığımız tepeler, 45 yaşımız
ise içine sakladığımız mağaralar gibidir.
F. Scott Fitzgerald
14 Yeterli sayıda orta parmakla doğmadım.
Marilyn Manson
15 Dünyaya yellenmek için geldik, sakın sizi kandırmalarına izin vermeyin.
Kurt Vonnegut
16 Seksi konuşmak orucu bozar...
Diyanet İşleri Başkanlığı (Geçen ay "Alo Fetva" hattına gelen birsoru
üzerine...)
17 Başkan yaparsa yasa dışı olmaz.
Richard Nixon
18 Tanrılar şakaya çok düşkün.
Aristo
19 Başarı için bekleyemem, o yüzden onsuz devam ederim.
Jonathan Winters
20 Birisinin karakterini anlamının en iyi yolu, kendisine hiçbir
iyiliği dokunmayan birisine nasıl davrandığına bakmaktır.
Samuel Johnson
21 Başkalarından ileri görüşlü olmamın nedeni, devlerin omuzlarında
olmamdır.
Isaac Newton
22 İşeyen bir domuz gibi yazıyorum.
Wolfgang Amadeus Mozart
23 Yarış kazanmak istiyorsan, ne hızda gitmen gerektiğini bilmeli ve o
kadarhızlı gitmelisin; ne eksik ne de fazla...
Alain Prost
24 Bir insanın karakterini test etmek isterseniz ona yetki verin.
Abraham Lincoln
25 Gerçek gangsterler bilinenin aksine siyah değil beyaz takım elbise
giyer...Ve beyaz makosen ayakkabılar.. .
Frank Sinatra
26 Zam yapanı şikayet edin.
Süleyman Demirel (Başbakanlığı sırasında)
27 Çocuklarımın renklerinden dolayı değil, karakterlerinden
dolayı yargılanacakları bir toplum hayal ediyorum.
Martin Luther King
28 Bizi hayvanlardan ayıran en önemli özellik, verdiğimiz sözü tutmamızdır.
Homer Simpson
29 Aşkı satın alamazsın ama bedelini ödersin.
Henry Youngman
30 İnsanlar kendi kendini idare edemeyeceği için kurallar konur.
Chuck Yeager
31 Cehenneme gidecekseniz buradan düz aşağı iniyorsunuz.
Winston Churchill
32 O Tanrı'nın eliydi...
Armando Diego Maradona (İngiltere'yle yapılan bir Dünya Kupası maçında
gelen bir ortaya kafaya yükseldiği zaman topu eliyle ağlara gönderip
gol sayılınca.. .)
33 Benim memurum işini bilir.
Turgut Özal (Rüşvet söylentileri sırasında)
34 Dinleyin başkanım; yoruldum, kalbim hasta ve üzgün. Bundan
sonra savaşmayacağım.
Şef Joseph
35 Eğer seksten sonra sigara içiyorsanız çok hızlısınız demektir.
Woody Allen
36 Değil Schmeichel, dünyanın bütün Michael'ları gelse o topu çıkaramaz.
Ümit Aktan (Galatasaray'ın Manchester United'da 3-3 berabere kaldığı
maçesnasında Arif'in golünden sonra)
37 Hayattaki en güzel şeylerden biri her işi bırakıp yemek yiyebilmektir.
Luciano Pavorotti
38 Her kadın evlenmeli ama hiçbir erkek evlenmemeli.
Benjamin Disrael
39 Evet. Kendimi çok iyi hissediyorum. .. Ya siz?
Deniz Gezmiş (İdama giderken "kendini nasıl hissediyorsun?" diyesoran
yetkiliye cevaben)
40 İki şeyin sonsuz olduğunu biliyorum; evren ve aptallık. Aslında
ilkikonusunda çok da emin değilim.
Albert Einstein
41 Asla bir doktorla kumar oynamayın. "Annenizin yeri" isimli biryerde yemek
yemeyin ve dertleri sizden daha fazla olan bir kadınla yatmayın.
Nelson Algren
42 Tanrı'ya şükredin ve cephaneyi boşverin.
Howell Forgy (Pearl Harbour'da)
43 Çamurdan zarar gelmez.
Osman Durmuş (Çamurda yüzen çadırlarda yaşayan depremzede
insanlarhatırlatı ldığı zaman...)
44 Bir insan arzu ettiği her şeyi başarabilecek güçtedir. Tabii sonsuza
kadarvakti olduğunda.
Bill Cosby
45 Bilgi bilim değildir, bilim bilgelik değildir, bilgelik doğru
değildir.Doğru güzel değildir, güzellik aşk değildir, aşk müzik değildir.
Frank Zappa
46 Sizin asaletiniz sizinle birlikte toprak olacak ancak benim asaletim
benimlebirlikte başlıyor.
Napolyon (Kendisiyle "soysuz" diye dalga geçen bir Fransız asilzadesiyle
yapacağı düello öncesinde...)
47 Ormanda; Fantom şehire inince şehirli gibi giyinir derler.
(Kızılmaske çizgi romanından)
48 Bana mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?
Nazım Hikmet (Ünlü ressam Abidin Dino'ya)
49 Sesinde ev dağınıklığı var.
Cemal Süreya (Sevdiği kadına)
50 Bunu ben de yaparım.
Kenan Evren (Picasso tablosuna bakarak...)
Etiketler: Abraham Lincoln , Aldous Huxley , Benjamin Franklin , C.S. Lewis , F. Scott Fitzgerald , Franz Kafka , George Orwell , Heinrich Heine , Isaac Newton , Nelson Mandela , Platon , Richard Nixon , Samuel Johnson
Sezen Aksu - deniz yıldızı
Sezen Aksu‘nun Yeni Albümü “deniz yıldızı” 24 Haziran 2008 'de piyasaya çıktı...
Albümden bir parca Canlı Dinleyebilirsiniz.
Etiketler: Sezen Aksu - deniz yıldızı , yeni albüm
21: Profesyonel Kumarbazlar Çetesi
Sinema hayal dünyasına açılan bir kapı ise, şans oyunları ve zenginliğe uzanan yol, sinema seyircisinin en çok sevdiği ve hayallerini beslediği konulardan biri. The Cincinnati Kid'den Rounders'a, The Sting'den "kart sayma sekansıyla tüm bir filmden fazla hatırlanan" Rain Man'e birçok film, zekaya, el çabukluğuna ve haksız kazanç sahiplerinden çalan Robin Hood'lara hayranlığımızı artırdı; kumar denen illetten uzak dururken, en azından bu yerine koyma duygusuyla "yasak zevkler"den birini daha tatmin etmemizi sağladı.
Bu girişi yapmamıza neden olan film ise, gerçek bir olaydan esinlenen, 80'li yılların başında MIT'teki (Massachusetts Institute of Technology) beş öğrencinin blackjack (bilinen ismiyle yirmi bir) oynayarak Vegas kumarhanelerini boşaltmalarını konu alan 21.
21 Movie Trailer - First Look - video powered by Metacafe
Vicky Cristina Barcelona
IMDB Linki :
http://www.imdb.com/title/tt0497465/
Woody Allen'in prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapan yeni filmi Vicky Cristina Barcelona'nın ikinci fragmanı bugün yayınlandı. Javier Bardem'in tüm karizmasını konuşturduğu videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.
Etiketler: Javier Bardem , Vicky Cristina Barcelona , Woody Allen
Babylon A.D.
Vin Diesel'li Babylon A.D.
Maurice Georges Dantec'in 1999 tarihli “Babylon Babies” adlı romanından uyarlanan ve yönetmenliğini Fransız oyuncu/yönetmen/senarist Mathieu Kassovitz'in yaptığı filmde aksiyon türünün aranan oyuncusu Vin Diesel'i başrolde görüyoruz. Filmin konusundan kısaca bahsedecek olursak; Yakın gelecekte Toorop (Vin Diesel) adında bir misyoner genç bir kızı Rusya'dan Amerika’ya götürmesi yönünde bir teklif alır. Toorop bunun sıradan görevlerden biri olduğunu düşünürken aslında bu kızın yeni bir Mesih olma potansiyeline sahip bir organizma taşıdığını öğrenmesi ile her şey değişecektir. Artık bu kızı onu ele geçirmek isteyen kişilerden korumak Toorop’a düşmüştür.
Filmde Toorop'un koruduğu genç kızı Fransız oyuncu Mélanie Thierry canlandırıyor. Ünlü oyuncular Gérard Depardieu ve Charlotte Rampling ise filmin önemli kozlarından. Uzak Doğulu ünlü oyuncu Michelle Yeoh ise Rahibe Rebecca rolüyle karşımıza çıkıyor.
Film bir değişiklik olmazsa ülkemizde 26 Eylül 2008'de gösterime girecek.
Filmin Türkçe altyazılı fragmanı ilk kez burada yayınlanmaktadır.
Etiketler: Babylon A.D. , Mathieu Kassovitz , Vin Diesel
Günün Sözü
düşmanın eğer bir marvel kahramanıysa,yapman gereken en mantıklı şey kaçmaktır.
bir pleysıteyşın atasözü.
___________________________________________
EN : i wish i were your derivative so i could lie tangent to your curves!
TR : Türevin olmak isterdim, böylece kıvrımlarının tanjantı olurdum!
_____________________________________________________
! Spoiler !Tıkla Katili Öğren - Tekrar Tıkla Bilmiyormuş gibi yap - Click to show Spoiler - click again to hide... !Spoiler!
_____________________________________________________________
'Ve cellat uyandı yatağında bir gece / 'Tanrım' dedi, 'bu ne zor bilmece' / öldükçe çoğalıyor bu adamlar / Ben tükenmekteyim öldürdükçe.' [Ataol Behramoğlu]
Etiketler: Ataol Behramoğlu
Cesaretin Var mı aşka? - Jeux d'enfants
Son zamanlarda izlediğim filmlerden en beğendiğim,
Jeux d'enfants 2003 yapımı bir fransa/belçika yapımı film ülkemizde "Cesaretin Var Mı Aşka?" ismi ile gösterime girdi.
Yönetmeni Yann Samuel, filmin bir bölümünün evlerinde çekilmesine izin veren, filmin gösterimine kısa bir süre kala trafik kazasında hayatlarını kaybetmiş olan dünürlerine ithaf etmiş. Sophie rolündeki Marion Cotillard ve Julien'i oynayan Guillaume Canet çok doğal oynamışlar.
Filmi izlerken julien'in bittiği anın uzun yıllar aklımda yer edeceğini düşündüm.
10 yıl görüşmemekle julien i cezalandıran Sophie, julien ile görüştüğü anda onu yine cezalandırır. Polisleri evine çağırır. Ona aylardır tacizde bulunan sapığın evde olduğu söyler. Polis hemen gelir. Julien arabası ile kaçaraken kaza yapar. Sophie hastahaneye gider, her yeri yanmış julien'i görünce yıkılır. Kocası ile evine dönerken Julien'in nasıl birisi olduğunu hatırlar. Hastaneye geri dönmeye karar verir. Julien aslında kötü bir şaka yapmıştır. Sophie'nin başına geleceklerden korkmaktadır. Hastanenin kapısında karşılaşırlar. İkisinin eşi olanları o anda anlamıştır. Durdurmak için koşarlar. Sophie'nin eşi julien'e yumruk atar. Julien sırt üstü yere düşer. İşte Julien'in bittiği an budur. Mutludur. Sophie yıllar sonra yine yanındadır. Yere düşer ama yer onu tutmaz, Julien duramaz. Suyun içine düşer. Durmaz. Batar batar, yerin dibinde sular altındayken hayatı gözlerinin önünden geçer.
Bu bir spoiler biliyorum ama sadece 2 dakikası böyle, her sahnesi ayrı sürprizlerle dolu bir film.
http://www.imdb.com/title/tt0364517/
Kaynak : http://hakikivladimir.blogspot.com/2008/02/ocuk-oyunu.html
Beş kolay parça - Jack Nickolson
Beş Kolay Parça
BİRİNCİ PARÇA:
Küçüktü, üşüyordu, kapının önünde bir başına kalmıştı. Annesinin işten dönmesini bekliyordu. Yaşadıkları muhit pek tekin değildi. Kasvetli bir apartmandı. Merdiven aralığının ışığı bir yanıp bir sönüyordu. Çocuk karanlıktan da karşı komşularından da fena halde korkuyordu. Ablası ile birlikte komşu hakkında uydurdukları öyküler birer birer aklına geliyordu. Kapılarının önünde beklerken uydurdukları öykülerin hepsine inanıyordu. Annesi ya da ablası dönmeden önce komşuları merdivenlerde belirecek diye ödü kopuyordu. Merdivenlerde ayak sesleri yankılanırken başı dönmeye başladı. Hıçkırığını gizledi, annesi ağlamasına izin vermiyordu. İri gözleri ıslak, merdivenden çıkacak karaltıyı bekledi.
İKİNCİ PARÇA:
Çocuk annesi ve ablası ile yaşıyordu. Başka bir ablası daha vardı ama o büyük şehirde yaşıyordu. Yılbaşlarında ve bazen aklına estiğinde eve geliyor. O eve geldiğinde çocuk çok mutlu oluyordu. Beraber oyunlar oynuyorlardı. Annesi büyük ablası geldiğinde mutlaka bir olay çıkartıyor abla en fazla üç gün kaldıktan sonra büyük bir kavga çıkıyor. Kapıları çarparak kaçıp gidiyordu. Arkadaşlarının evlerinde baba dedikleri bir adam olduğunu görünce o da annesine babasını sormaya başladı. Aldığı cevap her zaman en sunturlusundan bir küfür oldu, arkasında ne bir ufak açıklama ne de bir isim geldi.
Çocuk bir gün oyuncu olmak, büyük bir yıldız olmak istiyordu. Televizyonda gördüğü aktörleri taklit ediyor, gizli gizli ayna karşısında rol yapıyordu.
Çocuk evdeki her zaman barut fıçısı annesine onsekiz yaşına kadar dayandı. Reşit olunca büyük şehre ablasının yanına gitti.
ÜÇÜNCÜ PARÇA:
Ablasının aslında annesi olduğunu öğrenmeye hazır değildi. Annesinin anneannesi, ablasının teyzesi büyük ablasının ise annesi olduğu gerçeği 3 kişiden ibaret ailesindeki tüm rolleri birbirine kattı.
Gerçek annesi de babası hakkında konuşmak istemiyordu.
Çocuk genç adam olmuştu. babasının onu neden terkettiğini, onu neden istemediği sorusuna yanıt bulamayacağını anlayınca kendisini çaresiz hissetti. Çaresizliği içindeki en derinlerde kalmış bir yere ittirdi, o soruyu bir daha sormadı.
Oyunculuk kurslarına yazıldı. Çok başarılıydı, ufak filmlerde önce ufak sonra, biraz daha büyük roller aldı. Otuz iki yaşına kadar çok kimsenin hatırlamayacağı filmlerde göründü.
DÖRDÜNCÜ PARÇA:
Arkadaşı bir senaryo yazmıştı, başrolde onun oynamasını istiyordu. Büyük stüdyo bu genç adam konusunda kararsızdı. Ama sonunda rolü aldı. Yetmişli yıllarda çekilmiş insana ve onların içsel yolculuklarına odaklanmış, hiç birşeyin göründüğü gibi olmadığı filmlerdendi.
Filmin sonlarına doğru yer alan önemli bir hesaplaşma sahnesi hariç bütün çekimler tamamlanmıştı. Filmin son çeyreğinde yer alacak olan bu sahne genç adamın hazır olmadığı gerekçesi ile sürekli erteleniyordu. Artık ertelenemeyecek hale gelmişti, o sahne çekilince film bitecekti. Genç adam yönetmenden o sahneyi değiştirmesini istiyordu. Yönetmen kesinlikle yanaşmıyordu. "Bu sahne bu şekilde çekilmezse bu film istediğim film olmayacak, denemelisin, başaracaksın" diyerek genç oyuncuyu yüreklendiriyordu.
Genç oyuncu sahneyi çekmeye razı oldu. Ama bir tek ricası vardı. Sette kendisi, diğer oyuncu ve yönetmen dışında başka kimse olmayacaktı. Sabah çekime geldiğinde oldukça endişeli görünüyordu. Işıklar, ses ayarlandı teknik ekip dışarıya çıktı. Yönetmen kendisini rahat hissedecekse doğaçlama yapabileceğini söyledi. Klaketi kapatacak kimse yoktu. Kamera çalışmaya başladı.
Genç adam hasta yatağındaki felçli babasına arkasını döndü, kamera yüzüne yaklaştığında genç oyuncu gitmiş yerine, o karanlık kasvetli koridorda bekleyen ürkmüş çocuk gelmişti. Çocuk ürkmüştü konuşmaya başlayınca babasını annesi olduğu zannettiği kadına soran çocuk gelmişti.
Senaryoda olmayan sözler ağzında dökülmeye başladı. Babası ile hesaplaşıyordu. Hayatında belki ilk kez kendisini bıraktı. Sahne bittiğinde gözlerinde öfke yüklü yaşlar vardı.
Jack Nicholson o sahneyi çekmeye başlarkan sıradan bir yıldız adayı, çekim sona erdiğinde ise 32 yaşında koskocaman bir yıldızdı.
BEŞİNCİ PARÇA:
"Five Easy Pieces" Kuzey Amerika'da piyano öğrenmeye başlayan gençlerin mezuniyet tezi kitabı görevini üstlenmiş bir kitaptır. İçinde beş klasik piyano eseri vardır. Aylar yıllar süren yorgunluk, ter, bazen umutsuzluğa kapılmaya neden olan egzersizlerden sonra bu kitaptaki parçaları çalmayı başaran piyano öğrencisi mutlu olur. Artık bir şeyleri ortaya koyabilmenin hazzını yaşar.
Robert Rafaelson, Holywood'un insanın ön plana aldığı yetmişli yıllarda, yıllardır üzerinde çalıştığı senaryosunu filme çekmeye çalışmaktadır. Film çarpıcı bir konuya sahiptir, ismi "Five Easy Pieces" olacaktır. Baş rolde Jack Nicholson vardır.
Fabrikada işçidir Jack Nicholson, çok basit zevkleri vardır, geceleri ayık geçmez, berbaer yaşadığı sevgilisi de çok basit bir kadındır. Küfür, içki, iş ile dolu bir hayattır. Sevgilisi ile iletişim problemleri vardır. Eve geldiği zaman sözle konuşamadıklarını müzik setinin sesini yükseltip Tammy Wynette şarkıları çalarak ortaya döker sevgili rolündeki Karen Black. Jack nefret edilecek bir karakteri canlandırmaktadır.
Sonra birden, hiç umulmadık bir anda, inanılmaz bir mekanda, jack Nicholson bir pyanonun başına geçer ve inanılmaz güzellikte bir melodiyi çalmaya başlar. O andan itibaren adamın içinde yaşadığı çevreden farklı bir geçmişi olduğunu, o çevrede bir yabancı olduğunu anlayıp gizlice izlemeye ipuçlarını bir araya getirmeye başlarız.
İyi bir piyanist olacakken, zengin ailesini terkedip, sahip olduğu herşeyi elinin tersi ile itip, bir fabrikadaa işçi olmayı tercih etmiştir. İki kardeşi vardır. Kızkardeşini ziyaret ettiğinde, yola çıktığı andan itibaren sanki işçi jack sanki yavaş yavaş soyunup aristokrat jack ceketini giyer. Konuşması, şivesi, yürüyüşü yavaş yavaş değişir ve içinden farklı bir adam dışarıya çıkar.
Babası ağır hastadır, istemdeiği halde onu ziyaret etmek zorundadır. Ziyarete sevgilisi ile gider. Orada babası ile hesaplaşır. Kolay bir hesaplaşma değildir. Sevgilisi ile yola çıkar. Bir benzin istasyonunda dururlar. Jack sevgilisinin iyi olmasını, mutlu olmasını istemektedir. Sevgilisi tuvalette iken, ceketini, cüzdanını bırakarak benzinlikte karşılaştığı bir şofre onu alıp alamayacağını söyler. Beş parasız ve kimliksiz yola çıkar...
Sinemaseverlerce keşfedilmesi gereken filmlerdendir Beş Kolay Parça.
alıntı : http://hakikivladimir.blogspot.com/2008/02/be-kolay-para.html
Prince of Persia : Sands Of Time
Prince of Persia günümüz oyun dünyasının herkes tarafından kabul edilen tartışmasız temel taşlarından biri. Günümüz oyun sektörünün bu denli büyümesine büyük katkı sağlayan oyun, ilk versiyonunun ortaya çıkışından yaklaşık 14 yıl sonra tekrar su yüzüne çıkıyor.
Motion-capture olarak adlandırılan, devrelerle dolu bir giysinin yardımıyla her türlü hareketi bilgisayar ortamına gerçekte olduğu gibi aktarılmasını sağlayan teknolojinin temel anlamda ilk kez kullanıldığı Prince of Persia döneminin en iyi grafikleri,sesleri ve bir platform oyunundan beklenmeyecek kadar iyi senaryosuyla o yıllarda birçok insanı saatlerce bilgisayar önüne hapsediyordu. İnsanları 1001 gece masallarıyla ve yakın doğunun gizemli mitolojileriyle büyülen oyun, atmosferi,oynanışı, kalitesi, zorluğu kısacası her yönüyle yüzyılın klasik diye tabir edilen oyunları arasına girmeyi sonuna kadar hak ediyordu. Mitolojinin sadece eski Yunana yada Uzak Doğu medeniyetlerine ait olduğunu düşünen batıya yakın doğunun 1001 gece masallarındaki büyüsünü ve güzelliğini göstermişti Prince of Persia. Üstelik oyunlarda o zamanlarda (bilgisayar oyunlarının basit kart oyunlarından ibaret olduğu dönemi kastediyorum) pek işlenmeyen yada işlenmesi pek mümkün olmayan “aşk” kavramının kullanılması oyuna ilgiyi daha da arttırmıştı.
Kaçırılan güzel prenses ve onu kurtarmak için her yolu deneyen prens hikayesinin bin bir gece masalları tadında kullanıcıya sunulması oyunu bağımlılık yapan bir yapım haline getiriyordu. Bitmek tükenmek bilmeyen zindan koridorları, mağaralar, yüzlerce tuzak, iskelet adamlar, içinde ne olduğu çoğu zaman bilinmeyen iksirler, küçük basamaklarla açılan kapılar ve oyunun zorluk seviyesini yükselten diğer öğeler günümüzdeki karmaşık oyunlarla boy ölçüşebilecek düzeyde iyi tasarlanmış ve yerleştirilmişti. İlk olarak Mac platformunda gördüğümüz oyun zamanla Windows ortamına ve en sonunda 1999 yılında üçüncü boyuta taşındı.
Bu versiyon Prince of Persia serisini ya da adını platform oyunlarından 3d Third-Person Shooter oyunlarına taşıdı Oyunun bu süreç içerisinde konu ve içerik olarak kökten değişimler geçirdiğini söylemek yanlış olsa da, bu süre zarfında oyunun görsel açıdan büyük değişime uğradığını söylemek mümkün. RedOrb adlı küçük ama kaliteli bir firma tarafından çıkarılan oyun Jordan Mechner’ın da (ilk oyunun yapımcısı) yardımlarıyla oyun severleri hayal kırıklığına uğratmadı. Beklenildiği gibi yeni nesil prens de önceki versiyonların referansının da katkısıyla büyük bir başarıya ulaştı. Bu oyun da serinin tüm oyunlarında olduğu gibi hala oynanılabilirliğini korumakta ve hala tavsiye edilebilir.
Uzun bir sürecin ardından 2001 Mayıs ayında oyun severlerin arzu ettiği yeni oyunun yapım hazırlıklarına başlandı. Yeni oyun Splinter Cell’den tanıdığımız son dönemin en iyi firmalarından biri olan Ubisoft’un Montreal Stüdyolarında hazırlanıyor. Özellikle Splinter Cell ile Metal Gear Solid serisine tarihi boyunca karşılaştığı ilk ve tek kabul edebileceğimiz zorlu rakibi çıkartmayı başaran Ubisoft Montreal, bu yapımıyla da son derece iddialı bir çıkış yapmaya hazırlanıyor.
Prince of Persia: The Sands of Time adıyla hazırlanan oyun 14 yıllık tarihinde ilk kez konu olarak odaklandığı kavramın dışına çıkıyor. Evet, yapılan duyurularda oyunun konusunun artık kaçırılan prenses olmadığı açıkça belirtiliyor. Prensler de demek ki zamanla prenses kurtarmaktan yorulabiliyor ya da ne biliyim sıkılabiliyor. Bu değişim oyuna yeni bir bakış açısı getirirken bazı oyun severler tarafından bu tercihin nasıl karşılanacağı da merak konusu. Neyse ki, oyunun sitesinde üçüncü masalın da açılmasıyla oyunda bir prenses olduğu ortaya çıktı. Fakat ilk izlenimlerimize göre eskisi kadar ön planda olmayacak, sadece oyuna biraz daha tat katmak amacıyla eklenmiş olacak. Önümüzdeki aylar oyunun senaryosunda birtakım değişiklikler de getirebilir, hep birlikte neler olucak göreceğiz. Peki oyunda prensesi bu kadar geri plana atacak kadar sağlam olan yeni fikir, yeni hikaye ne?
Etiketler: Prince of Persia : Sands Of Time
OKENOS Dalış Merkezi - Didim'de 5 yıldızlı dalış merkezi PADI CMAS
Didim, Altinkum da Sualtı dalış ve scuba alanlarında faaliyet gösteren
OKENOS Diving Centre :
Firmamıza her türlü dalış, PADI, CMAS, TSSF, APNEA
araç gereç ve ekipmanları temin edilecektir. irtibat için :
http://www.okenos.net
http://www.okenos.net
OKENOS Diving Center Didim Altinkum'da Padi ve Cmas egitimleri vermektedir fiyat listesini inceleyiniz.
Scuba Diving Center Altinkum's only Qualified Diving School. We will have you under water safely&faster than you think, in the clear warm water,with our English speaking,fully qualified diving instructors in Altinkum. Discover scuba is very easy and lots of fun, Please search our Padi and Cmas price list...
Altınkum's Only Qualified PADI Diving Centre
Okenos Diving PADI CMAS Scuba Center Altinkum TSSF dalış Okulu Didim
Turkey dive
Scuba Diving Center Altinkum's only Qualified Diving School. We will have you
under water safely, faster than you think, in the clear warm water,with our
English speaking,fully qualified diving instructors in Altinkum.Discover scuba is
very easy lots of fun Please search our Padi and Cmas price list