Filmegider - Sinemani - Sinema Manyaklarının adresi

Sinema hakkında herşey. Sinema, Trailer, Film, Movie, Film yıldızları, cinema, aktörler, aktristler, 2009 yeni vizyona giren filmler...

Leo Fender - Yaşam Boyu Başarı GRAMMY Ödülü

Leo Fender

Fender'e Grammy Ödülü

Fender marka gitarların yaratıcısı Clarence "Leo" Fender, 2009 Grammy'lerinde "Yaşam Boyu Başarı" ödülüne layık görüldü.

Motown müziğinin efsane dörtlüsü The Four Tops'la birlikte Yaşam Boyu Başarı Ödülü'ne layık görülen Clarence "Leo" Fender, 21 Mart 1991'de yaşama veda etti. Ardında bıraktığı "Fender" ise halen birçok müzisyenin vazgeçemediği enstrümanları üretmeye devam ediyor.


29.12.2008

Bilgisayar ve internet dergisi PCNet 2008'in en iyilerini seçti. İşte kullanıcıya rehber olacak o araştırma ...

PCNet Dergisi internet kullanıcılarını çok yakından ilgilendiren bir araştırma yaptı. Son kullanıcıya yönelik ürünlerde ve internetteki en faydalı siteleri belirleyen araştırma, sektörün geleceğine de ışık tutuyor.

Araştırmada en iyi haber portalı milliyet.com.tr seçilirken, internetteki diğer en iyi siteler ise şunlar oldu:

İNTERNETİN EN İYİLERİ

En iyi alışveriş sitesi Hepsiburda.com

En iyi video paylaşım sitesi izlesene.com

En iyi blog bildirgec.org

En iyi açık artırma sitesi gittigidiyor.com

En iyi ilan sitesi sahibinden.com

En iyi gençlik portalı patlican.com.tr

En iyi haber portalı milliyet.com.tr

En iyi oyun portalı kraloyun.com

2008'İN EN İYİ ÜRÜNLERİ

İŞLEMCİ Intel Core 2 Duo E8500 Overclock potansiyeli ile şaşırtıyor.

ANAKART Foxconn Destroyer

MSI X48C Platinum Üst seviyede terfi kolaylığı.

TV KARTI

KWorld Plus TV DVB-S 300U En kolay taşınabilen dijital TV kartı. AVerMedia AVerTV Hybrid Express Slim Yokluğu da varlığı da bir!

SES KARTI

Creative Sound Blaster X-Fi Fatal1ty Champion Jonathan Wendel’in sesi şimdi de bilgisayarınızda.

Asus Xonar U1 Her zevke ve her renge göre.

OPTİK SÜRÜCÜ

LG BE06 HD-DVD’yi unutmayan harici Blu-ray yazıcı.

SİSTEM BELLEĞİ Corsair Dominator TWIN2X4096-8500C5DF DDR2’de en yüksek frekanslara çıkmak için. Kingston HyperX KHX16000D3T1K3/3GX Core i7 platformu için üç kanalda tam 2.0 GHz hız!

GÜÇ KAYNAĞI LC Power Monolith X 1200W Kilowatt gücünde bir güç kaynağı artık hayal değil.

DEPOLAMA

Seagate ST31500341AS 1.5 TB kapasitesi ile uzun süreli bir ürün. OCZ Solid Series SATA II SSD Artık herkesin bir SSD’si olacak.

GRAFİK KARTI

Asus EAH4870X2 TOP Daha hızlısı üretilene kadar en hızlısı. Sparkle GeForce 9800 GT Performans ve sessizlik buluştu.

KASA

NZXT Tempest Soğutma sistemiyle rakipsiz bir kasa.

Lian Li PC-P60 Bir kasadan daha başka ne istenebilir ki?

İŞLEMCİ FANI OCZ Gladiator Max Çekirdek teması sayesinde çok etkili.

Thermalright IFX-14 Sessiz soğutucular arasında en başarılısı.

KASA FANI

Thermaltake Cyclo 12 cm Logo Fan Sıcaklık ve gürültü ölçüm özelliğiyle eşsiz.

LCD MONİTÖR

Eizo FlexScan HD2441W Tasarımı ve görüntü kalitesi ile “kusursuz”. BenQ G2400WA 2008’in en çok tercih edilen monitörü.

YAZICI

HP Photosmart C8180 Sıra dışı özellikleriyle fark yaratıyor.

USB BELLEK

Kingston DataTraveler 150 Yüksek kapasite ve yüksek hız onda. Corsair Flash Voyager Kapasite rekortmeni karşınızda. OCZ ATV Turbo Sıra dışı görüntüsüyle takdir topluyor.

MULTİMEDYA KLAVYE

Microsoft Wireless Entertainment Desktop 8000 Bir klavyeden daha ne istenebilir ki?

Logitech diNovo Mini Salon sistemleri için tek alternatif.

FARE

Microsoft Explorer Mouse Yeni algılama teknolojisi zemin ayırt etmiyor. Zalman FPS Gun Oyuncuları başka boyuta geçiriyor.

WEBCAM

Logitech QuickCam Pro 9000 Carl-Zeiss lenslerle üstün görüntü kalitesi.

ADSL Modem

AirTies 5450 Daha yüksek hız ve daha geniş kapsama alanı.

SES SİSTEMİ

Microlab X-15 Kulağı da gözü de doyuruyor.

DİZÜSTÜ BİLGİSAYAR Lenovo ThinkPad X300 En hafif dizüstü bilgisayar aslında o.

Monster T96M860TU03

Boyu 15.4 inç, özellikleri 17 inç.

NETBOOK

Asus Eee PC 900 Netbook kavramını herkes onunla öğrendi. MSI Wind U100 Bir Netbook’tan daha fazlası.

FOTOĞRAF MAKİNESİ

Casio Exilim Pro EX-F1 Yarı profesyonel kategorisinde rakipsiz.

TELEVİZYON

Philips Aurea 42PFL9900D/10

LCD ve Plazma Arasındaki Farklar




alt


LCD mi? Plazma mı?


LCD TV’ler

Likit Kristal ekranlı televizyonlar yani LCD TV’ler adından da anlaşılacağı gibi görüntü vermek için LCD teknolojisinden yararlanır. 2000’li yılların başlarında LCD düz ekranlar, bilgisayar monitörü pazarında eski tip CRT monitörlere oranla yavaş yavaş daha çok pay almaya başladı. Zaman içerisinde geliştirilen teknolojileri ile birlikte, özellikle büyük ekranlı HD uyumlu televizyon pazarında plazma TV’ler ile yarışır hale geldiler.

İlk LCD televizyonların diğer teknolojilere göre bazı zaafları vardı. Örneğin hızlı hareketli görüntülerde “ghost – hayalet” efekti (hareketli nesnenin arkasında iz kalması) oluşuyordu ve güzel ve net görüntü görebilmek için muhakkak belli bir açıdan LCD ekrana bakmak zorundaydınız. Zaman içerisinde bu sorunlar büyük oranda aşıldı ve LCD ile plazma televizyonlar, tüplü televizyon pazarından gün geçtikçe daha büyük pay almaya başladı.

Uzun zamandır, LCD teknolojisinin sadece küçük ekran boyutlarında iyi sonuç verdiği, 40” (102 ekran) ve üzerindeki boyutlarda plazma TV’ler ile yarışamayacağı düşünülüyordu. Aynı zamanda, plazma TV’ler fiyat/performans dengesinde de LCD’lere karşı avantajlıydılar. Ancak Sharp, Samsung, Sony, LG ve Philips gibi önemli üreticilerin üst üste yaptığı yedinci jenerasyon LCD panel duyuruları ile birlikte bu durum da bir manada eşitlenmiş oldu.


Plazma TV’ler

PDP (Plasma Display Panel) kısaltmasıyla da karşımıza çıkan plazma TV’ler son yıllarda ağırlıklı olarak 37” (94 ekran) ve üstü büyük ekranlı televizyonlar olarak karşımıza çıkıyorlar. Teknik olarak plazma TV’ler, içerisinde neon ve ksenon gazlarının bulunduğu birçok küçük hücrenin iki cam panel arasına yerleştirilmesi prensibi ile çalışıyor. Hücrelerdeki gazlar elektrik marifeti ile plazmaya dönüşüyor. Plazmanın çıkarttığı fosfor da ışık üreterek, bizim ekranda resmi görmemize olanak sağlıyor. Plazma ekranların çok geniş bir renk skalası bulunuyor. Bu özellikle, Plazma TV’ler görüntü üretiminde en zor konulardan birisi olan ama öte yandan, örneğin; film izlerken, eksikliği en çok hissedilen ‘mükemmel’ siyaha da yüksek siyah seviyesi ile erişiyor. Son kuşak plazma TV’lerin yaklaşık 60.000 saat izleme ömrü var. Ancak, izleme süresi uzadıkça, renk kalitesinin ilk günkü seviyede kalmayıp (projektör ampulleri gibi) azalacağı da bir gerçek.

Plazma ve LCD teknolojilerinin farkları nedir?





İlk bakışta plazma ve LCD TV’ler birbirlerine çok benzer görünebilirler. Ancak biraz yaklaştıkça, bunun çok da doğru olmadığını görüyorsunuz. Bu iki teknolojinin temel farkları, görüntüyü oluşturma şekilleridir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi plazma TV’ler resmi oluşturmak için elektrik ile minik hücreler içinde bulunan gazları uyarıyorlar. Gazlar da fosfor üretip, ışık ve dolayısıyla, resmi elde ediyorlar. LCD TV’ler ise iki cam tepsi arasındaki boşluğa yerleştirilmiş likit kristallerden meydana geliyor. Resim ise, bu kristallerin her birine farklı oranlarda elektrik verilerek arka kısımdan gelen beyaz floresan ışığının kırılmasıyla oluşturuluyor.

Eski tip tüplü TV’lerle plazma ve LCD ekranlar arasında resim kalitesi açısından gerçekten bir fark var mı?

Aslında LCD ve plazma TV’leri birbirleriyle o kadar çok karşılaştırmaya başladık ki, şu soruyu kendimize sormayı unutuyoruz: Gerçekten de evimizdeki tüplü televizyonun yerine (LCD veya plazma) bir düz ekran TV aldığımızda, görüntü kalitesi artacak mı?..

Bu bakış açısında hem plazma, hem de LCD TV’lerin mükemmel görüntü verdiğini söylemeliyiz. Ancak hala birçok ev eğlencesi uzmanı ve oyun geliştiricisi CRT’lerin halen en gerçekçi görüntüyü verdiğini savunuyorlar. Tabii bunu söylerken de, plazma ve LCD’lerin gün geçtikçe bu farkı kapattığına dikkat çekiyor ve HD yayınlar için bu durumun geçerli olmadığını da belirtiyorlar. Aynı uzmanlar, LCD’lerin plazma TV’ler karşısında bir zayıf noktası olduğunu da söylüyorlar: Siyah renk. Halen plazma TV’ler, LCD TV’lere göre daha gerçek siyahlar üretiyor ki, bu da toplamda elde edilen renk doygunluğunu daha zengin kılıyor. Bunun nedeni ise LCD teknolojisinin doğasında yatıyor. LCD tabakasının altında bir arka ışığı parladığı için, gerçek siyaha erişmek zorlaşıyor. Çünkü her bir pikselin arasından (biz gözümüzle tek tek fark edemesek de) bir ışık kaçağı oluyor. Tabii bunu söylerken, her yeni kuşak LCD panel üretiminde bu sorunun gittikçe daha da aşıldığını da belirtmek lazım.


Plazma ve LCD TV’nin avantaj ve dezavantajları

Görüntüler arasındaki farklar

“Plazma mı ve LCD TV mi” sorusunu anlamanın en iyi yolu her iki teknolojinin belli parametrelerine bakmaktan geçiyor. Bu sayede her iki teknolojinin de avantaj ve dezavantajlarını ortaya koyabiliriz.

1.Kontrast

Plazma televizyonlarda 10.000:1 gibi oldukça yüksek kontrast değerlerine rastlayabilirsiniz. Siyah rengi oluşturma oranı olarak tercüme edebileceğimiz kontrast, ne kadar yüksek olursa görüntülerdeki siyah renk de o oranda gerçekçi olur.

Mevcut plazma TV’ler bu yüzden karanlık görüntülerde daha iyi sonuç verir. Karanlık sahneler daha derin ve zengin olarak izlenir. Hali hazırda satılan LCD televizyonlar ise maksimum 2.000:1’lik kontrast değerlerine ulaşabiliyor. Bu oran gerçeğe yakın bir siyah ton üretmek için yeterli olsa da karanlık görüntülerde plazma televizyonlar kadar başarılı olduğunu söylemek biraz zor.

Gerçi LCD TV’lerin son yıllarda geçirdikleri evrim neticesinde bu açığı zaman içerisinde kapatacakları kesin. Hatta elimize ulaşan son bilgilere göre 10.000:1 kontrast oranına ulaşan LCD TV’ler de yolda.

2.Renk

16.9 milyon renk ile başlanan süreçte günümüzde artık 549 milyar renk oranları telaffuz ediliyor. Plazma televizyonlar bugünlerde Dual 13 bit teknolojisiyle 549 milyar renk üretir duruma geldiler. Yine de bir insan gözünün algılayabileceği renk oranının 4 milyar olduğu unutulmamalıdır.

Plazma ekranlarda her pikselde kırmızı, mavi ve yeşil elementler bulunuyor. Bu teknoloji spektrumundaki her bir rengi üretebilmek için tüm elementleri bulundurduğundan oldukça ileri bir düzeyde. Bu yüzden plazmalar, LCD’lere nazaran daha doğal ve daha zengin renkler sunuyor. LCD’ler ise ışık dalgalarını manipüle ederek beyaz ışıktan renkleri çıkararak görüntü üretir. LCD teknolojisi bu konuda başarılı olsa da bu sistem renk devamlılığı açısından zor bir yöntemdir. Öte yandan LCD teknolojisinin ulaşabildiği renk

oranı 12.8 milyardır. Renk aralığı da kırmızı ve yeşil tonlar için biraz daha dardır. Bu nedenlerden ötürü ton geçişlerinde biraz daha zayıf kalırlar.

3.Detaylar, keskinlik, canlılık

Plazma hücreleri daha büyük olduğundan yakından bakıldığında görüntüyü oluşturan pikselleri fark edebilirsiniz. LCD ile aynı ekran büyüklüğündeki plazma panellere, rakibine göre daha az piksel sığar. Sonuç olarak yeterli bir keskinlik, canlılık ve detay ortaya koysalar da bu konularda LCD’ler kadar başarı değillerdir. LCD’ler, arka ışık sistemi sayesinde plazmaya göre çok daha canlı bir görüntü ortaya koyar. Özellikle HD içerikli

yayınlarda LCD’nin görüntü keskinliği çok daha iyidir. Bu da izlediğimiz görüntülerdeki öğelerin hatlarının daha belirgin, üç boyutlu olmasını ve görüntünün net görünmesini sağlar.

4.İzlenme açısı

Plazmalar kısa bir süre öncesine kadar daha iyi bir izlenme açısı sunsalar da LCD bu konudaki açığı kapatmış hatta bazı modellerde öne bile geçmiştir. Günümüz plazmaları

175 derecelik bir izleme açısı sunarken LCD TV’lerde bu oran 178 dereceye çıkmıştır. Yine de LCD TV’lere yandan baktığınızda bir nebze de olsa kontrast ve renk kaybına tanık olabilirsiniz. Plazmalara ise yandan bakıldığında hafif bir gölgelenme göze çarpabilir.

Ekran büyüklüğü ve maliyet Plazmalarda standart ekran büyüklüğü 42 inç’ken bu oran

LCD TV’lerde 32 inç’dir. Ekran büyüklüğü LCD TV’lerde 37 inç’in üzerine çıktığında ödeyeceğiniz miktar da ciddi oranda artar. Ayrıca 100 inç büyüklüğünde plazma televizyon yapılabilirken LCD TV’lerde en büyük ekran 80 inç’dir. Özetle ekran büyüklüğüne ödenen para konusunda plazma TV’ler daha avantajlıdır. Ancak 32 inç büyüklüğünde LCD TV’lerin fiyatları daha avantajlıdır.

5.Hareketli görüntüleri yansıtma

Plazmalarda her pikselin kendi parlaklığı dijital şekilde oluştuğu için hareketli görüntülerdeki tepki süresi çok hızlı meydana gelmektedir. Plazma televizyonlarda tepki süresi “0” ms olduğundan yani görüntüleri bire bir verdiğinden görüntüler daha akışkan bir biçimde izlenir.

LCD TV’ler zaman içerisinde bu konuda büyük bir aşama gösterseler de plazma TV’ler kadar başarılı sonuçlar ortaya koyamamaktadırlar. LCD’lerde hareketli görüntüleri iletme aşamasında ön plana çıkan piksellerin tazelenme hızı yeni modellerde 4 ms’ye kadar düşmüştür. Özellikle piksellerin tazelenme hızları yüksek olan LCD TV’lerde hızlı hareket eden cisimlerde zaman zaman bozulmalara yol açabilir.

6.Panel ömrü

Plazmalardaki fosfor zaman içerisinde etkisini kaybeder. Ancak bunun için geçmesi gereken süre 60 bin saattir. Bu sürede günde ortalama 6 saatlik bir kullanımla, 22 yılı buluyor. Panel ömrü bittikten sonra kırmızı renkte hafif azalmalarla plazma televizyonlarınızı seyretmeye devam edebilirsiniz. LCD’lerin panel ömrü de plazma TV’lerle eşitlenmiş durumda. Panel ömürlerini tamamladıklarında bu ürünleri de, arkadan ışık veren ampullerini değiştirerek kullanmaya devam edebilirsiniz.


Plazma mı LCD mi almalı ?

Plazma TV’ler; karanlık sahneler, hareketli görüntülerde ve renklerin doğallığı konularında LCD’lere nazaran daha iyi sonuç veriyorlar. Keskinlik, detay ve renklerin parlaklığında ise LCD, plazma TV’lere karşı daha başarılı. Eksilerine baktığımızda LCD TV’ler hızlı hareket eden cisimlerde görüntülerde zaman zaman bozulmalara yol açabiliyor. Karar vereci tek mekanizma bu noktada sadece gözünüz olabilir. Eğer gerçekten 40 inç ve üzeri gibi büyük bir televizyon istiyorsanız bu boyutlara çıkıldığında fiyat avantajı ile LCD’nin daha iyi çözünürlük sunmasına rağmen plazma TV’ler bir adım önde.

Öte yandan 37 inç ve altında bir televizyon almayı düşünüyorsanız; o zaman tercihinizi, LCD TV’den yana kullanabilirsiniz. Bu boyutlardaki LCD TV’lerin gün geçtikçe daha da ucuzlaması ve teknolojilerinin her gün biraz daha ileri gitmesi, onları bu sınıfta neredeyse rakipsiz kılıyor.

HD faktörü

Plazma ve LCD TV’lerden bahsediyorsak, kesinlikle üzerinden geçilmesi gereken bir konu da HD, (High Definition), yani yüksek çözünürlüklü yayın ve içerikler. Blu-ray ve HD-DVD gibi yüksek çözünürlüklü formatların piyasaya girmesi bir yandan, dijital televizyon yayınlarının hızla HD’ye dönüşmeye başlaması öbür yandan bizi yüksek çözünürlüklü bir geleceğe doğru itiyor. Üstelik bu gelecek çok da uzak değil. Yüksek çözünürlüklü yayın ve içerikler, kelimenin tam anlamıyla, daha önce hiç karşılaşılmayan bir izleme deneyimini kullanıcılara sunuyor. Daha fazla pikseli ekrana sığdırarak ve sıkıştırılmamış dijital video ile elde edilen yüksek çözünürlüklü görüntüler sayesinde, ekranda ciddi bir derinlik, keskinlik ve olağanüstü renkler oluşuyor. Yüksek çözünürlük yeteneği, yayıncılıkta renkli yayına geçişten bu yana yaşanan en büyük atılım olarak nitelendiriliyor. Göstergeler ve yapılan çalışmalar 1-1,5 yıllık bir süre zarfında, Türkiye’de de daha fazla HD yayın ve içerik olacağını ortaya koyuyor.


LCD ve Plazma TV satın almak için 5 neden:


1- Daha yüksek çözünürlük

LCD ve plazma TV’ler klasik tüplü televizyonlara göre daha yüksek çözünürlüğe sahiptir. Dolayısıyla HD yayınları ve içerikleri uyumlu LCD ve plazma televizyonlarla rahatlıkla izleyebilirsiniz. Zaten bir kez HD bir görüntü izlediğinizde bir daha geri dönüşünüz olmadığını unutmayın.


2- Sinema keyfi

Eğer bir sinema tutkunuysanız ve DVD koleksiyonunuz gün geçtikçe artıyorsa, sizin için de LCD ya da plazma TV’den kaçış yok demektir. Sinemada izlerken aldığınız keyfi evinizde de almak için 16:9 geniş ekran formatını önerebiliriz.


3- Enerjiden tasarruf

LCD ve plazma TV’ler eski tip CRT televizyonlara göre neredeyse yarı oranda (hatta bazı modellerde daha da fazla) daha az elektrik harcıyorlar. Evlerimizdeki televizyonların artık neredeyse tam gün açık kaldıkları düşünülürse, düz ekran bir televizyona geçmek hem elektrik faturanız, hem de çevre için bir kazanç oluyor.


4- Yerden kazanç

Birçok evin salonlarındaki dar yaşam alanlarını düşündüğümüzde, neden LCD veya plazma TV almamız gerektiğine dairbir neden daha kendiliğinden karşımıza çıkıyor: Yerden kazanç. İnce ve zarif düz ekran televizyonları duvarınıza monte ettiğinizde, tüplü televizyonunuzun salonunuzda ne kadar çok yer kapladığını siz de fark edeceksiniz.


5- Bağlantı çeşitliliği

Her gün ev sinema sistemi bileşeni adedi artıyor. DVD oynatıcı, uydu alıcı, dijital yayın çözücü, DVD kaydedici, video kamera ve hatta VHS video oynatıcı. Bunların hepsinin aynı
anda televizyonunuza bağlı olmasının, her seferinde kablo takıp çıkarmaktan sizi kurtaracağını düşününce, çok bağlantı seçenekli bir LCD ya da plazma televizyona sahip olmanın önemi de anlaşılıyor.

UEFA Finalinin Yeni Logosu

03 Aralık 2008 Kategori spor

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda 20 Mayıs 2009′da oynanacak 2008-2009 sezonu UEFA Kupası final maçının logosunun ve bilet tasarımının tanıtımı yapıldı. Kadıköy Süreyya Operası’nda düzenlenen organizasyona Finale İlk Adım törenine, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, UEFA Asbaşkanı ve TFF Onursal Başkanı Şenes Erzik, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, İstabul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, futbolculuk döneminde Galatasaray’da UEFA Kupası kazanan Bülent Korkmaz, Fenerbahçe’nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos ve UEFA yetkilileriyle çok sayıda davetli katıldı.

Son 3 yılın final görüntülerinin dev ekrandan gösterimiyle başlayan organizasyonda, Devlet Bakanı Başesgioğlu, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Özgener ve UEFA Asbaşkanı Erzik birer konuşma yaptı. Başesgioğlu, 2005 yılında Atatürk Olimpiyat Stadı’nda organize edilen Şampiyonlar Ligi finalinden sonra, 2009 UEFA Kupası finalinin de Türkiye’de oynanacak olmasının Türk futbolu adına önemli bir adım olduğunu kaydetti.

TOPLANTI’DAN GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYIN…

Türkiye’nin 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapmaya aday olduğunu hatırlatan Başesgioğlu, Türkiye’de gerçekleştirilen çok sayıda uluslararası organizasyonun 2020 Olimpiyat Oyunları adaylığı için önemli gelişmeler olduğunu vurguladı.

2009 UEFA Kupası finaline ev sahipliği yapmanın mükemmel bir şey olduğunu kaydeden Başesgioğlu, ”Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Mayıs 2009′a kadar yapılması gereken her şeyin en güzel şekilde yapılacağına inanıyorum. Bütün dünyaya heyecanlı ve kaliteli bir final izleyeceklerini şimdiden söyleyebilirim. Ülkemizin geleneksel ev sahipliği ve misafirperverliği çerçevesinde herkes üzerine düşen görevi yapacak ve bu organizasyonu en iyi şekilde gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.

Türk takımlarının finalde yer almasını arzu ettiklerini, ancak bunun zor göründüğünü kaydeden Murat Başesgioğlu, törenin ardından konuyla ilgili bir soruya verdiği yanıtta, ”Keşke olsa tabii… Gönlümden geçen, hepimizi mutlu edecek hadise odur. Şu andaki gelişmeler dikkate alındığında daha ihtiyatlı konuşmamız gerektiğine inanıyorum. Ama olursa biz mahcup oluruz, Türkiye adına çok seviniriz” diye konuştu.

Bakan Başesgioğlu, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay’ın istifasıyla ilgili soruyu da ”Bu, bürokrasinin kendi işleyişi içinde bir konu. Daha önce kararlaştırılmış bir konuydu. Spor şurasından sonra uygulanması konusunda mutabık kalmıştık. O gerçekleşti. Arkadaşımıza yaptığı hizmetlerden dolayı çok teşekkür ediyorum. Bundan sonra başarılar diliyorum” diye yanıtladı.

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, TFF olarak, İstanbul’un ve ülkemizin adını tüm dünyaya hatırlatacak final organizasyonunu düzenlemekten onur duyduklarını belirtti. Özgener şöyle devam etti: “Ülkemizin en popüler sporu olan futbolun Avrupa’daki ikinci önemli organizasyonunun ülkemizde yapılacak olması, hepimizi mutlu ediyor. Başta TFF Onursal Başkanı Sayın Erzik olmak üzere bu organizasyonun ülkemize getirilmesinde katkısı olan herkese Futbol Federasyonu Başkanı olarak en içten teşekkürlerimi sunuyorum”

TOPLANTI’DAN GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYIN…

Finalin yapılmasına 5.5 ay gibi bir süre olmasına rağmen Türkiye Futbol Federasyonu’nun yaklaşık 15 kişilik ekibinin hazırlıkları geçtiğimiz Mayıs ayından bu yana sürdürdüğüne dikkat çeken Özgener şunları söyledi: “Görüyorum ki organizasyon komitesinde çalışan tüm arkadaşlarım finale adeta bir olimpiyat havasında hazırlanıyor.Bu final, 2000′li yıllardan itibaren uluslararası arenada kalıcı bir güç haline gelen Türk futbolu için pastanın kreması. Milli Takımımızın ve kulüplerimizin sahalarda elde ettiği parlak zaferlerin yanı sıra 2005 yılındaki Şampiyonlar Ligi Finali ile organizasyon kabiliyeti konusunda rüştünü ispatlayan Türk futbolu, 2009 Finali ile uluslararası alandaki saygınlığını zirveye çıkaracaktır. Önümüzdeki sezondan itibaren Avrupa Ligi adını alacak olan turnuvanın “UEFA Kupası” adıyla düzenlenecek bu son finalinin biletlerinin, tüm futbolseverler ve koleksiyonerler için ayrı bir önem taşıdığını düşünüyorum. Eminim ki, 2009 finali ile tüm dünyayı bir kez daha büyüleyeceğiz ve daha büyük organizasyonları ülkemize getirme yolunda yeni bir süreç başlatacağız.

Tabi, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak en büyük arzum, 20 Mayıs’taki finalde en az bir Türk takımını sahada görmek. Bu zorlu süreçte, Galatasaray’a ve Kiev’de alacağı galibiyetle yoluna bu kupada devam edeceğine inandığım Fenerbahçe’ye başarılar diliyorum.

50′yi aşkın ülke televizyonundan canlı olarak yayınlanacak bu görkemli futbol şölenine yüz milyonlarca insan ekran başında tanıklık yapacak. Futbola olan ilginin daha fazla pekişmesi için bundan güzel fırsat olamayacağını düşünüyorum. İstanbul gibi eşsiz bir kentten tüm Avrupa’ya yayılacak bu heyecan dalgası sayesinde ülkemizin gerçek yüzü ile daha iyi tanınacağına inanıyorum.”

2009 UEFA Kupası finali için hazırlanan logonun tanıtımı Fenerbahçe’nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos ile yapıldı. İstanbul’un tarihi mirasının ve modern yüzünün, geleneksel mozaik tekniğinin modern bir uygulamasıyla bir araya getirildiği logoda Osmanlı ve Bizans motifleri ile futbol ve stadyum ikonları yer alıyor. İstanbul’un haritası şeklinde mozaik desenle hazırlanan logoda finalin oynanacağı Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı da figürüyle ayrıca belirtiliyor.

Futbolculuk yıllarında Galatasaray’da UEFA Kupası’nı kazanan Bülent Korkmaz’a, finalin ilk bileti verildi. Büyük boyutta hazırlanan sembolik bileti sahnede alan Bülent, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin final oynamasını arzu ettiğini kaydetti. Bülent Korkmaz, biletle sahnede görüntü verirken gazetecilerin Roberto Carlos’un da Bülent’in yanına çıkması isteği üzerine Brezilyalı futbolcu sahneye çıktı. Fenerbahçeli futbolcu fotoğraf karesine girmeden önce, ”Ben bu biletle fotoğraf çektirmek değil, finali oynamak istiyorum” diyerek, takım olarak hedeflerini ortaya koydu. UEFA Kupası finali elçisi Can Bartu’nun rahatsızlığı nedeniyle organizasyona katılamadığı bildirildi.

TOPLANTI’DAN GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYIN…

Final Biletleri

Final biletleri 5 Aralık Cuma günü saat 12.00′den itibaren Futbol Federasyonu’nun internet sitesi www.tff.org’dan satışa sunulacak. Biletlerin fiyatları 75, 100 ve 130 avro olarak belirlendi. Talep toplama yöntemiyle yapılacak satışta, başvuru sayısı ayrılan bilet sayısından fazla olduğu takdirde 29 Ocak 2009′da noter huzurunda kura çekimiyle bilet almaya hak kazanan kişiler belirlenecek. Biletler için başvuru 23 Ocak 2009 saat 12.00′da sona erecek.

spor3

Google Arama Raporu - Kriz Google a da yansıdı




Ayşegül AKYARLI GÜVEN’in haberi

Dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz Google’da aranan kelimlere de yansıdı. ’Tazminat’, ’özgeçmiş’, ’iş’, ’kriz’ ve ’kariyer’ kelimeleri aramalarda son 4 yılın rekorunu kırdı. Google Trends’e göre kriz döneminde dünya ’aşk’a sığınırken Türkiye’de tercihlerde para, aşka oranla açık ara öne geçti.

KRİZİN Türkiye’ye de yansımasıyla birlikte işten çıkarma haberlerinde görülen artış Google’da aranan kelimeleri de etkilemeye başladı. ’Tazminat’ ’özgeçmiş’ ’kariyer’, ’kriz’ ve ’iş’ kelimeleri aramalarda 2008 Kasım ayında son 4 yılın rekorunu kırdı. Google’da yapılan aramalarda kelimelerin ölçümünü sağlayan Google Trends’e göre kriz döneminde ’aşk’ ve ’para’ kelimelerine ilgi ise Türkiye’de dünyanın geneline göre farklılık gösterdi. Dünya krizde de aşkı üstün tutarken, Türkiye’de ’para’ ’aşk’ karşısında açık ara öne geçti.

Resesyon dile girdi

Google Trends’e göre, resesyon (ekonomik durgunluk) kelimesi Türkiye’de 2007 yılının ilk çeyreğinde konuşulmaya başlandı. En faza arandığı dönem ise 2007 yılının altıncı ayı oldu. Bu yıl eylül ayında aramalardaki yeri yükselmeye başlayan resesyon kasım ayında çok fazla ilgi görmedi. Resesyonun İngilizcesi olan “recession” kelimesi Google’da ise 2003 yılından bu yana Trends grafiklerinde az da olsa yer alıyor. Ancak, “recession”ın da tıpkı Türkçe karşılığı olan resesyon gibi 2007’nin 6’ncı ayında arama rekoru kırmış olması göze çarpıyor.

İzlanda’da IMF rekoru

Son 30 günlük aramalara bakıldığında IMF’in en fazla arandığı ülke İzlanda oldu. IMF de zor durumda kalan ve bitr dönem E-Bay’de satışa çıkış olayıyla gündeme gelen İzlanda’ya İzlanda’yı Pakistan, Güney Kore, Macaristan ve Hong Kong izledi. Türkiye IMF’nin en çok arandığı ülkeler listesinde yer bulamadı. Buna karşın Türkçe IMF kelimesinin yer aldığı aramalarda kullanılan 7’nci dil oldu.

Fannie Mae galip

ABD’de ödenmemiş mortgage kredilerinin yarısına sahip olan ve 5.3 trilyon dolarlık borç yükü yaşıyan Freddie Mac ve Fannie Mae bugüne kadar gördüğü en büyük ilgiyi kurtarmanın gerçekleştiği temmuz ayında gördü. İlginç olan ise Google’da Freddie Mac’e oranla çok daha küçük olan ve ’Freddie’nin küçük kardeşi’ olarak anılan Fannie Mae’nin ratingi daha yüksek çıkmasıydı.

AIG, Lehman’ı geçti

Krizin yeni bir boyuta ulaşması konusunda en büyük etkiyi yarattığı söylenen Lehman Brothers Google’daki aramalarda zordaki finans kuruluşları arasında birinci gelemedi. Merrill Lynch’in Bank Of America’ya devredildiği, Lehman Brothers’ın da battığını bildirdiği Temmuz ayında, zordaki sigorta şirketi AIG ilgi konusunda bu iki kurumu da geriye bırakmayı başardı. Tüm bu gelişmelerin yaşandığı haziran-eylül döneminde AIG aranan kelimeler arasında en popüler olurken Lehman Brothers ancak ikinci gelebildi.

ABD’nin TMSF’si FDIC temmuzda rekor kırdı

ABD’nin TMSF’si FDIC krizde en büyük ilgiyi Freddie Mac ve Fannie Mae’yi kurtardığı ve Indymac’e el koyduğu dönemde gördü. Indymac’e el koyduğu gün banka şubelerinin önünde kuyruk oluşturan mevduat sahipleri FDIC’nin verdiği 100 bin dolarlık garantiden yararlanmanın yollarını arıyordu.

Güçlü dolar YTL’yi Google’da da yendi

KRİZ döneminde YTL dolar karşısında sadece piyasalarda değil, Google’da da güç kaybediyor. Türkiye’den yapılan aramalara bakıldığında dolar, YTL kaşısındaki en büyük üstünlüğü 1.70’leri gördüğü ekim-kasım aylarında yaşadı. Bu dönemde dolar, ortalamanın 3 katı fazla ilgi görerek YTL’ye karşı son 5 yılın rekorunu kırdı.

Barack Obama başkan seçildi Bush’un reytingi düştü

GOOGLE’da ABD Başkanı George W. Bush aramaları kriz döneminde bir artış veya düşüş göstermedi. Ancak, Bush’un internetteki ratingini asıl etkileyen yeni başkan Barack Obama’nın seçilmesi oldu. Obama, Bush’a olan ilgiyi sadece kriz döneminde geçmekle kalmadı. Başkan seçildiği gün Bush’un 2004 yılı başından bu yana gördüğü ilgiyi tek bir kalemde silmeyi başardı.

Sarkozy’nin tahtına Gordon Brown oturdu

AVRUPALI liderler arasında kriz döneminde popülerlik yarışı da kızıştı. Ancak, kriz döneminde Google’da Almanya Başbakanı Angela Merkel’e olan ilgi Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve İngiltere Başbakanı Gordon Brown’un gerisinde kaldı. Krizin ilk başladığı dönem olan 2007 yılı son çeyreğinde Sarkozy popülerlikte açık ara önde giderken, özellikle son 6 ayda bu popüleriteyi Gordon Brown’a kaptırdı.

İyi ki Doğdun Fare!

İyi ki Doğdun Fare!


Bilgisayarların vazgeçilmez parçası fare, yakında doğum gününü kutlayacak. Peki bilgisayar faresi kaç yaşına basıyor?

Bilgisayarlarımızın vazgeçilmez bileşenlerinden olan fare bundan tam 40 sene önce ortaya çıktı. Douglas Engelbart tarafından ilk hali icat edilen fare daha sonra Engelbart'la birlikte Bill English tarafından geliştirildi. Geliştiriciler, 1967'de yapılan patent başvurusu sonrasında 1970'te bu patentin de sahibi olmuş durumda. Tabii fare o günlerden bu güne inanılmaz bir değişim geçirdi. Zamanında radikal bir değişimi ifade eden bu bilgisayar parçası şimdilerde ise vazgeçilmez bir ürün haline geldi.