Filmegider - Sinemani - Sinema Manyaklarının adresi

Sinema hakkında herşey. Sinema, Trailer, Film, Movie, Film yıldızları, cinema, aktörler, aktristler, 2009 yeni vizyona giren filmler...

Leo Fender - Yaşam Boyu Başarı GRAMMY Ödülü

Leo Fender

Fender'e Grammy Ödülü

Fender marka gitarların yaratıcısı Clarence "Leo" Fender, 2009 Grammy'lerinde "Yaşam Boyu Başarı" ödülüne layık görüldü.

Motown müziğinin efsane dörtlüsü The Four Tops'la birlikte Yaşam Boyu Başarı Ödülü'ne layık görülen Clarence "Leo" Fender, 21 Mart 1991'de yaşama veda etti. Ardında bıraktığı "Fender" ise halen birçok müzisyenin vazgeçemediği enstrümanları üretmeye devam ediyor.


29.12.2008

Bilgisayar ve internet dergisi PCNet 2008'in en iyilerini seçti. İşte kullanıcıya rehber olacak o araştırma ...

PCNet Dergisi internet kullanıcılarını çok yakından ilgilendiren bir araştırma yaptı. Son kullanıcıya yönelik ürünlerde ve internetteki en faydalı siteleri belirleyen araştırma, sektörün geleceğine de ışık tutuyor.

Araştırmada en iyi haber portalı milliyet.com.tr seçilirken, internetteki diğer en iyi siteler ise şunlar oldu:

İNTERNETİN EN İYİLERİ

En iyi alışveriş sitesi Hepsiburda.com

En iyi video paylaşım sitesi izlesene.com

En iyi blog bildirgec.org

En iyi açık artırma sitesi gittigidiyor.com

En iyi ilan sitesi sahibinden.com

En iyi gençlik portalı patlican.com.tr

En iyi haber portalı milliyet.com.tr

En iyi oyun portalı kraloyun.com

2008'İN EN İYİ ÜRÜNLERİ

İŞLEMCİ Intel Core 2 Duo E8500 Overclock potansiyeli ile şaşırtıyor.

ANAKART Foxconn Destroyer

MSI X48C Platinum Üst seviyede terfi kolaylığı.

TV KARTI

KWorld Plus TV DVB-S 300U En kolay taşınabilen dijital TV kartı. AVerMedia AVerTV Hybrid Express Slim Yokluğu da varlığı da bir!

SES KARTI

Creative Sound Blaster X-Fi Fatal1ty Champion Jonathan Wendel’in sesi şimdi de bilgisayarınızda.

Asus Xonar U1 Her zevke ve her renge göre.

OPTİK SÜRÜCÜ

LG BE06 HD-DVD’yi unutmayan harici Blu-ray yazıcı.

SİSTEM BELLEĞİ Corsair Dominator TWIN2X4096-8500C5DF DDR2’de en yüksek frekanslara çıkmak için. Kingston HyperX KHX16000D3T1K3/3GX Core i7 platformu için üç kanalda tam 2.0 GHz hız!

GÜÇ KAYNAĞI LC Power Monolith X 1200W Kilowatt gücünde bir güç kaynağı artık hayal değil.

DEPOLAMA

Seagate ST31500341AS 1.5 TB kapasitesi ile uzun süreli bir ürün. OCZ Solid Series SATA II SSD Artık herkesin bir SSD’si olacak.

GRAFİK KARTI

Asus EAH4870X2 TOP Daha hızlısı üretilene kadar en hızlısı. Sparkle GeForce 9800 GT Performans ve sessizlik buluştu.

KASA

NZXT Tempest Soğutma sistemiyle rakipsiz bir kasa.

Lian Li PC-P60 Bir kasadan daha başka ne istenebilir ki?

İŞLEMCİ FANI OCZ Gladiator Max Çekirdek teması sayesinde çok etkili.

Thermalright IFX-14 Sessiz soğutucular arasında en başarılısı.

KASA FANI

Thermaltake Cyclo 12 cm Logo Fan Sıcaklık ve gürültü ölçüm özelliğiyle eşsiz.

LCD MONİTÖR

Eizo FlexScan HD2441W Tasarımı ve görüntü kalitesi ile “kusursuz”. BenQ G2400WA 2008’in en çok tercih edilen monitörü.

YAZICI

HP Photosmart C8180 Sıra dışı özellikleriyle fark yaratıyor.

USB BELLEK

Kingston DataTraveler 150 Yüksek kapasite ve yüksek hız onda. Corsair Flash Voyager Kapasite rekortmeni karşınızda. OCZ ATV Turbo Sıra dışı görüntüsüyle takdir topluyor.

MULTİMEDYA KLAVYE

Microsoft Wireless Entertainment Desktop 8000 Bir klavyeden daha ne istenebilir ki?

Logitech diNovo Mini Salon sistemleri için tek alternatif.

FARE

Microsoft Explorer Mouse Yeni algılama teknolojisi zemin ayırt etmiyor. Zalman FPS Gun Oyuncuları başka boyuta geçiriyor.

WEBCAM

Logitech QuickCam Pro 9000 Carl-Zeiss lenslerle üstün görüntü kalitesi.

ADSL Modem

AirTies 5450 Daha yüksek hız ve daha geniş kapsama alanı.

SES SİSTEMİ

Microlab X-15 Kulağı da gözü de doyuruyor.

DİZÜSTÜ BİLGİSAYAR Lenovo ThinkPad X300 En hafif dizüstü bilgisayar aslında o.

Monster T96M860TU03

Boyu 15.4 inç, özellikleri 17 inç.

NETBOOK

Asus Eee PC 900 Netbook kavramını herkes onunla öğrendi. MSI Wind U100 Bir Netbook’tan daha fazlası.

FOTOĞRAF MAKİNESİ

Casio Exilim Pro EX-F1 Yarı profesyonel kategorisinde rakipsiz.

TELEVİZYON

Philips Aurea 42PFL9900D/10

LCD ve Plazma Arasındaki Farklar




alt


LCD mi? Plazma mı?


LCD TV’ler

Likit Kristal ekranlı televizyonlar yani LCD TV’ler adından da anlaşılacağı gibi görüntü vermek için LCD teknolojisinden yararlanır. 2000’li yılların başlarında LCD düz ekranlar, bilgisayar monitörü pazarında eski tip CRT monitörlere oranla yavaş yavaş daha çok pay almaya başladı. Zaman içerisinde geliştirilen teknolojileri ile birlikte, özellikle büyük ekranlı HD uyumlu televizyon pazarında plazma TV’ler ile yarışır hale geldiler.

İlk LCD televizyonların diğer teknolojilere göre bazı zaafları vardı. Örneğin hızlı hareketli görüntülerde “ghost – hayalet” efekti (hareketli nesnenin arkasında iz kalması) oluşuyordu ve güzel ve net görüntü görebilmek için muhakkak belli bir açıdan LCD ekrana bakmak zorundaydınız. Zaman içerisinde bu sorunlar büyük oranda aşıldı ve LCD ile plazma televizyonlar, tüplü televizyon pazarından gün geçtikçe daha büyük pay almaya başladı.

Uzun zamandır, LCD teknolojisinin sadece küçük ekran boyutlarında iyi sonuç verdiği, 40” (102 ekran) ve üzerindeki boyutlarda plazma TV’ler ile yarışamayacağı düşünülüyordu. Aynı zamanda, plazma TV’ler fiyat/performans dengesinde de LCD’lere karşı avantajlıydılar. Ancak Sharp, Samsung, Sony, LG ve Philips gibi önemli üreticilerin üst üste yaptığı yedinci jenerasyon LCD panel duyuruları ile birlikte bu durum da bir manada eşitlenmiş oldu.


Plazma TV’ler

PDP (Plasma Display Panel) kısaltmasıyla da karşımıza çıkan plazma TV’ler son yıllarda ağırlıklı olarak 37” (94 ekran) ve üstü büyük ekranlı televizyonlar olarak karşımıza çıkıyorlar. Teknik olarak plazma TV’ler, içerisinde neon ve ksenon gazlarının bulunduğu birçok küçük hücrenin iki cam panel arasına yerleştirilmesi prensibi ile çalışıyor. Hücrelerdeki gazlar elektrik marifeti ile plazmaya dönüşüyor. Plazmanın çıkarttığı fosfor da ışık üreterek, bizim ekranda resmi görmemize olanak sağlıyor. Plazma ekranların çok geniş bir renk skalası bulunuyor. Bu özellikle, Plazma TV’ler görüntü üretiminde en zor konulardan birisi olan ama öte yandan, örneğin; film izlerken, eksikliği en çok hissedilen ‘mükemmel’ siyaha da yüksek siyah seviyesi ile erişiyor. Son kuşak plazma TV’lerin yaklaşık 60.000 saat izleme ömrü var. Ancak, izleme süresi uzadıkça, renk kalitesinin ilk günkü seviyede kalmayıp (projektör ampulleri gibi) azalacağı da bir gerçek.

Plazma ve LCD teknolojilerinin farkları nedir?





İlk bakışta plazma ve LCD TV’ler birbirlerine çok benzer görünebilirler. Ancak biraz yaklaştıkça, bunun çok da doğru olmadığını görüyorsunuz. Bu iki teknolojinin temel farkları, görüntüyü oluşturma şekilleridir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi plazma TV’ler resmi oluşturmak için elektrik ile minik hücreler içinde bulunan gazları uyarıyorlar. Gazlar da fosfor üretip, ışık ve dolayısıyla, resmi elde ediyorlar. LCD TV’ler ise iki cam tepsi arasındaki boşluğa yerleştirilmiş likit kristallerden meydana geliyor. Resim ise, bu kristallerin her birine farklı oranlarda elektrik verilerek arka kısımdan gelen beyaz floresan ışığının kırılmasıyla oluşturuluyor.

Eski tip tüplü TV’lerle plazma ve LCD ekranlar arasında resim kalitesi açısından gerçekten bir fark var mı?

Aslında LCD ve plazma TV’leri birbirleriyle o kadar çok karşılaştırmaya başladık ki, şu soruyu kendimize sormayı unutuyoruz: Gerçekten de evimizdeki tüplü televizyonun yerine (LCD veya plazma) bir düz ekran TV aldığımızda, görüntü kalitesi artacak mı?..

Bu bakış açısında hem plazma, hem de LCD TV’lerin mükemmel görüntü verdiğini söylemeliyiz. Ancak hala birçok ev eğlencesi uzmanı ve oyun geliştiricisi CRT’lerin halen en gerçekçi görüntüyü verdiğini savunuyorlar. Tabii bunu söylerken de, plazma ve LCD’lerin gün geçtikçe bu farkı kapattığına dikkat çekiyor ve HD yayınlar için bu durumun geçerli olmadığını da belirtiyorlar. Aynı uzmanlar, LCD’lerin plazma TV’ler karşısında bir zayıf noktası olduğunu da söylüyorlar: Siyah renk. Halen plazma TV’ler, LCD TV’lere göre daha gerçek siyahlar üretiyor ki, bu da toplamda elde edilen renk doygunluğunu daha zengin kılıyor. Bunun nedeni ise LCD teknolojisinin doğasında yatıyor. LCD tabakasının altında bir arka ışığı parladığı için, gerçek siyaha erişmek zorlaşıyor. Çünkü her bir pikselin arasından (biz gözümüzle tek tek fark edemesek de) bir ışık kaçağı oluyor. Tabii bunu söylerken, her yeni kuşak LCD panel üretiminde bu sorunun gittikçe daha da aşıldığını da belirtmek lazım.


Plazma ve LCD TV’nin avantaj ve dezavantajları

Görüntüler arasındaki farklar

“Plazma mı ve LCD TV mi” sorusunu anlamanın en iyi yolu her iki teknolojinin belli parametrelerine bakmaktan geçiyor. Bu sayede her iki teknolojinin de avantaj ve dezavantajlarını ortaya koyabiliriz.

1.Kontrast

Plazma televizyonlarda 10.000:1 gibi oldukça yüksek kontrast değerlerine rastlayabilirsiniz. Siyah rengi oluşturma oranı olarak tercüme edebileceğimiz kontrast, ne kadar yüksek olursa görüntülerdeki siyah renk de o oranda gerçekçi olur.

Mevcut plazma TV’ler bu yüzden karanlık görüntülerde daha iyi sonuç verir. Karanlık sahneler daha derin ve zengin olarak izlenir. Hali hazırda satılan LCD televizyonlar ise maksimum 2.000:1’lik kontrast değerlerine ulaşabiliyor. Bu oran gerçeğe yakın bir siyah ton üretmek için yeterli olsa da karanlık görüntülerde plazma televizyonlar kadar başarılı olduğunu söylemek biraz zor.

Gerçi LCD TV’lerin son yıllarda geçirdikleri evrim neticesinde bu açığı zaman içerisinde kapatacakları kesin. Hatta elimize ulaşan son bilgilere göre 10.000:1 kontrast oranına ulaşan LCD TV’ler de yolda.

2.Renk

16.9 milyon renk ile başlanan süreçte günümüzde artık 549 milyar renk oranları telaffuz ediliyor. Plazma televizyonlar bugünlerde Dual 13 bit teknolojisiyle 549 milyar renk üretir duruma geldiler. Yine de bir insan gözünün algılayabileceği renk oranının 4 milyar olduğu unutulmamalıdır.

Plazma ekranlarda her pikselde kırmızı, mavi ve yeşil elementler bulunuyor. Bu teknoloji spektrumundaki her bir rengi üretebilmek için tüm elementleri bulundurduğundan oldukça ileri bir düzeyde. Bu yüzden plazmalar, LCD’lere nazaran daha doğal ve daha zengin renkler sunuyor. LCD’ler ise ışık dalgalarını manipüle ederek beyaz ışıktan renkleri çıkararak görüntü üretir. LCD teknolojisi bu konuda başarılı olsa da bu sistem renk devamlılığı açısından zor bir yöntemdir. Öte yandan LCD teknolojisinin ulaşabildiği renk

oranı 12.8 milyardır. Renk aralığı da kırmızı ve yeşil tonlar için biraz daha dardır. Bu nedenlerden ötürü ton geçişlerinde biraz daha zayıf kalırlar.

3.Detaylar, keskinlik, canlılık

Plazma hücreleri daha büyük olduğundan yakından bakıldığında görüntüyü oluşturan pikselleri fark edebilirsiniz. LCD ile aynı ekran büyüklüğündeki plazma panellere, rakibine göre daha az piksel sığar. Sonuç olarak yeterli bir keskinlik, canlılık ve detay ortaya koysalar da bu konularda LCD’ler kadar başarı değillerdir. LCD’ler, arka ışık sistemi sayesinde plazmaya göre çok daha canlı bir görüntü ortaya koyar. Özellikle HD içerikli

yayınlarda LCD’nin görüntü keskinliği çok daha iyidir. Bu da izlediğimiz görüntülerdeki öğelerin hatlarının daha belirgin, üç boyutlu olmasını ve görüntünün net görünmesini sağlar.

4.İzlenme açısı

Plazmalar kısa bir süre öncesine kadar daha iyi bir izlenme açısı sunsalar da LCD bu konudaki açığı kapatmış hatta bazı modellerde öne bile geçmiştir. Günümüz plazmaları

175 derecelik bir izleme açısı sunarken LCD TV’lerde bu oran 178 dereceye çıkmıştır. Yine de LCD TV’lere yandan baktığınızda bir nebze de olsa kontrast ve renk kaybına tanık olabilirsiniz. Plazmalara ise yandan bakıldığında hafif bir gölgelenme göze çarpabilir.

Ekran büyüklüğü ve maliyet Plazmalarda standart ekran büyüklüğü 42 inç’ken bu oran

LCD TV’lerde 32 inç’dir. Ekran büyüklüğü LCD TV’lerde 37 inç’in üzerine çıktığında ödeyeceğiniz miktar da ciddi oranda artar. Ayrıca 100 inç büyüklüğünde plazma televizyon yapılabilirken LCD TV’lerde en büyük ekran 80 inç’dir. Özetle ekran büyüklüğüne ödenen para konusunda plazma TV’ler daha avantajlıdır. Ancak 32 inç büyüklüğünde LCD TV’lerin fiyatları daha avantajlıdır.

5.Hareketli görüntüleri yansıtma

Plazmalarda her pikselin kendi parlaklığı dijital şekilde oluştuğu için hareketli görüntülerdeki tepki süresi çok hızlı meydana gelmektedir. Plazma televizyonlarda tepki süresi “0” ms olduğundan yani görüntüleri bire bir verdiğinden görüntüler daha akışkan bir biçimde izlenir.

LCD TV’ler zaman içerisinde bu konuda büyük bir aşama gösterseler de plazma TV’ler kadar başarılı sonuçlar ortaya koyamamaktadırlar. LCD’lerde hareketli görüntüleri iletme aşamasında ön plana çıkan piksellerin tazelenme hızı yeni modellerde 4 ms’ye kadar düşmüştür. Özellikle piksellerin tazelenme hızları yüksek olan LCD TV’lerde hızlı hareket eden cisimlerde zaman zaman bozulmalara yol açabilir.

6.Panel ömrü

Plazmalardaki fosfor zaman içerisinde etkisini kaybeder. Ancak bunun için geçmesi gereken süre 60 bin saattir. Bu sürede günde ortalama 6 saatlik bir kullanımla, 22 yılı buluyor. Panel ömrü bittikten sonra kırmızı renkte hafif azalmalarla plazma televizyonlarınızı seyretmeye devam edebilirsiniz. LCD’lerin panel ömrü de plazma TV’lerle eşitlenmiş durumda. Panel ömürlerini tamamladıklarında bu ürünleri de, arkadan ışık veren ampullerini değiştirerek kullanmaya devam edebilirsiniz.


Plazma mı LCD mi almalı ?

Plazma TV’ler; karanlık sahneler, hareketli görüntülerde ve renklerin doğallığı konularında LCD’lere nazaran daha iyi sonuç veriyorlar. Keskinlik, detay ve renklerin parlaklığında ise LCD, plazma TV’lere karşı daha başarılı. Eksilerine baktığımızda LCD TV’ler hızlı hareket eden cisimlerde görüntülerde zaman zaman bozulmalara yol açabiliyor. Karar vereci tek mekanizma bu noktada sadece gözünüz olabilir. Eğer gerçekten 40 inç ve üzeri gibi büyük bir televizyon istiyorsanız bu boyutlara çıkıldığında fiyat avantajı ile LCD’nin daha iyi çözünürlük sunmasına rağmen plazma TV’ler bir adım önde.

Öte yandan 37 inç ve altında bir televizyon almayı düşünüyorsanız; o zaman tercihinizi, LCD TV’den yana kullanabilirsiniz. Bu boyutlardaki LCD TV’lerin gün geçtikçe daha da ucuzlaması ve teknolojilerinin her gün biraz daha ileri gitmesi, onları bu sınıfta neredeyse rakipsiz kılıyor.

HD faktörü

Plazma ve LCD TV’lerden bahsediyorsak, kesinlikle üzerinden geçilmesi gereken bir konu da HD, (High Definition), yani yüksek çözünürlüklü yayın ve içerikler. Blu-ray ve HD-DVD gibi yüksek çözünürlüklü formatların piyasaya girmesi bir yandan, dijital televizyon yayınlarının hızla HD’ye dönüşmeye başlaması öbür yandan bizi yüksek çözünürlüklü bir geleceğe doğru itiyor. Üstelik bu gelecek çok da uzak değil. Yüksek çözünürlüklü yayın ve içerikler, kelimenin tam anlamıyla, daha önce hiç karşılaşılmayan bir izleme deneyimini kullanıcılara sunuyor. Daha fazla pikseli ekrana sığdırarak ve sıkıştırılmamış dijital video ile elde edilen yüksek çözünürlüklü görüntüler sayesinde, ekranda ciddi bir derinlik, keskinlik ve olağanüstü renkler oluşuyor. Yüksek çözünürlük yeteneği, yayıncılıkta renkli yayına geçişten bu yana yaşanan en büyük atılım olarak nitelendiriliyor. Göstergeler ve yapılan çalışmalar 1-1,5 yıllık bir süre zarfında, Türkiye’de de daha fazla HD yayın ve içerik olacağını ortaya koyuyor.


LCD ve Plazma TV satın almak için 5 neden:


1- Daha yüksek çözünürlük

LCD ve plazma TV’ler klasik tüplü televizyonlara göre daha yüksek çözünürlüğe sahiptir. Dolayısıyla HD yayınları ve içerikleri uyumlu LCD ve plazma televizyonlarla rahatlıkla izleyebilirsiniz. Zaten bir kez HD bir görüntü izlediğinizde bir daha geri dönüşünüz olmadığını unutmayın.


2- Sinema keyfi

Eğer bir sinema tutkunuysanız ve DVD koleksiyonunuz gün geçtikçe artıyorsa, sizin için de LCD ya da plazma TV’den kaçış yok demektir. Sinemada izlerken aldığınız keyfi evinizde de almak için 16:9 geniş ekran formatını önerebiliriz.


3- Enerjiden tasarruf

LCD ve plazma TV’ler eski tip CRT televizyonlara göre neredeyse yarı oranda (hatta bazı modellerde daha da fazla) daha az elektrik harcıyorlar. Evlerimizdeki televizyonların artık neredeyse tam gün açık kaldıkları düşünülürse, düz ekran bir televizyona geçmek hem elektrik faturanız, hem de çevre için bir kazanç oluyor.


4- Yerden kazanç

Birçok evin salonlarındaki dar yaşam alanlarını düşündüğümüzde, neden LCD veya plazma TV almamız gerektiğine dairbir neden daha kendiliğinden karşımıza çıkıyor: Yerden kazanç. İnce ve zarif düz ekran televizyonları duvarınıza monte ettiğinizde, tüplü televizyonunuzun salonunuzda ne kadar çok yer kapladığını siz de fark edeceksiniz.


5- Bağlantı çeşitliliği

Her gün ev sinema sistemi bileşeni adedi artıyor. DVD oynatıcı, uydu alıcı, dijital yayın çözücü, DVD kaydedici, video kamera ve hatta VHS video oynatıcı. Bunların hepsinin aynı
anda televizyonunuza bağlı olmasının, her seferinde kablo takıp çıkarmaktan sizi kurtaracağını düşününce, çok bağlantı seçenekli bir LCD ya da plazma televizyona sahip olmanın önemi de anlaşılıyor.

UEFA Finalinin Yeni Logosu

03 Aralık 2008 Kategori spor

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda 20 Mayıs 2009′da oynanacak 2008-2009 sezonu UEFA Kupası final maçının logosunun ve bilet tasarımının tanıtımı yapıldı. Kadıköy Süreyya Operası’nda düzenlenen organizasyona Finale İlk Adım törenine, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, UEFA Asbaşkanı ve TFF Onursal Başkanı Şenes Erzik, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, İstabul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, futbolculuk döneminde Galatasaray’da UEFA Kupası kazanan Bülent Korkmaz, Fenerbahçe’nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos ve UEFA yetkilileriyle çok sayıda davetli katıldı.

Son 3 yılın final görüntülerinin dev ekrandan gösterimiyle başlayan organizasyonda, Devlet Bakanı Başesgioğlu, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Özgener ve UEFA Asbaşkanı Erzik birer konuşma yaptı. Başesgioğlu, 2005 yılında Atatürk Olimpiyat Stadı’nda organize edilen Şampiyonlar Ligi finalinden sonra, 2009 UEFA Kupası finalinin de Türkiye’de oynanacak olmasının Türk futbolu adına önemli bir adım olduğunu kaydetti.

TOPLANTI’DAN GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYIN…

Türkiye’nin 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapmaya aday olduğunu hatırlatan Başesgioğlu, Türkiye’de gerçekleştirilen çok sayıda uluslararası organizasyonun 2020 Olimpiyat Oyunları adaylığı için önemli gelişmeler olduğunu vurguladı.

2009 UEFA Kupası finaline ev sahipliği yapmanın mükemmel bir şey olduğunu kaydeden Başesgioğlu, ”Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Mayıs 2009′a kadar yapılması gereken her şeyin en güzel şekilde yapılacağına inanıyorum. Bütün dünyaya heyecanlı ve kaliteli bir final izleyeceklerini şimdiden söyleyebilirim. Ülkemizin geleneksel ev sahipliği ve misafirperverliği çerçevesinde herkes üzerine düşen görevi yapacak ve bu organizasyonu en iyi şekilde gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.

Türk takımlarının finalde yer almasını arzu ettiklerini, ancak bunun zor göründüğünü kaydeden Murat Başesgioğlu, törenin ardından konuyla ilgili bir soruya verdiği yanıtta, ”Keşke olsa tabii… Gönlümden geçen, hepimizi mutlu edecek hadise odur. Şu andaki gelişmeler dikkate alındığında daha ihtiyatlı konuşmamız gerektiğine inanıyorum. Ama olursa biz mahcup oluruz, Türkiye adına çok seviniriz” diye konuştu.

Bakan Başesgioğlu, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay’ın istifasıyla ilgili soruyu da ”Bu, bürokrasinin kendi işleyişi içinde bir konu. Daha önce kararlaştırılmış bir konuydu. Spor şurasından sonra uygulanması konusunda mutabık kalmıştık. O gerçekleşti. Arkadaşımıza yaptığı hizmetlerden dolayı çok teşekkür ediyorum. Bundan sonra başarılar diliyorum” diye yanıtladı.

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, TFF olarak, İstanbul’un ve ülkemizin adını tüm dünyaya hatırlatacak final organizasyonunu düzenlemekten onur duyduklarını belirtti. Özgener şöyle devam etti: “Ülkemizin en popüler sporu olan futbolun Avrupa’daki ikinci önemli organizasyonunun ülkemizde yapılacak olması, hepimizi mutlu ediyor. Başta TFF Onursal Başkanı Sayın Erzik olmak üzere bu organizasyonun ülkemize getirilmesinde katkısı olan herkese Futbol Federasyonu Başkanı olarak en içten teşekkürlerimi sunuyorum”

TOPLANTI’DAN GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYIN…

Finalin yapılmasına 5.5 ay gibi bir süre olmasına rağmen Türkiye Futbol Federasyonu’nun yaklaşık 15 kişilik ekibinin hazırlıkları geçtiğimiz Mayıs ayından bu yana sürdürdüğüne dikkat çeken Özgener şunları söyledi: “Görüyorum ki organizasyon komitesinde çalışan tüm arkadaşlarım finale adeta bir olimpiyat havasında hazırlanıyor.Bu final, 2000′li yıllardan itibaren uluslararası arenada kalıcı bir güç haline gelen Türk futbolu için pastanın kreması. Milli Takımımızın ve kulüplerimizin sahalarda elde ettiği parlak zaferlerin yanı sıra 2005 yılındaki Şampiyonlar Ligi Finali ile organizasyon kabiliyeti konusunda rüştünü ispatlayan Türk futbolu, 2009 Finali ile uluslararası alandaki saygınlığını zirveye çıkaracaktır. Önümüzdeki sezondan itibaren Avrupa Ligi adını alacak olan turnuvanın “UEFA Kupası” adıyla düzenlenecek bu son finalinin biletlerinin, tüm futbolseverler ve koleksiyonerler için ayrı bir önem taşıdığını düşünüyorum. Eminim ki, 2009 finali ile tüm dünyayı bir kez daha büyüleyeceğiz ve daha büyük organizasyonları ülkemize getirme yolunda yeni bir süreç başlatacağız.

Tabi, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak en büyük arzum, 20 Mayıs’taki finalde en az bir Türk takımını sahada görmek. Bu zorlu süreçte, Galatasaray’a ve Kiev’de alacağı galibiyetle yoluna bu kupada devam edeceğine inandığım Fenerbahçe’ye başarılar diliyorum.

50′yi aşkın ülke televizyonundan canlı olarak yayınlanacak bu görkemli futbol şölenine yüz milyonlarca insan ekran başında tanıklık yapacak. Futbola olan ilginin daha fazla pekişmesi için bundan güzel fırsat olamayacağını düşünüyorum. İstanbul gibi eşsiz bir kentten tüm Avrupa’ya yayılacak bu heyecan dalgası sayesinde ülkemizin gerçek yüzü ile daha iyi tanınacağına inanıyorum.”

2009 UEFA Kupası finali için hazırlanan logonun tanıtımı Fenerbahçe’nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos ile yapıldı. İstanbul’un tarihi mirasının ve modern yüzünün, geleneksel mozaik tekniğinin modern bir uygulamasıyla bir araya getirildiği logoda Osmanlı ve Bizans motifleri ile futbol ve stadyum ikonları yer alıyor. İstanbul’un haritası şeklinde mozaik desenle hazırlanan logoda finalin oynanacağı Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı da figürüyle ayrıca belirtiliyor.

Futbolculuk yıllarında Galatasaray’da UEFA Kupası’nı kazanan Bülent Korkmaz’a, finalin ilk bileti verildi. Büyük boyutta hazırlanan sembolik bileti sahnede alan Bülent, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin final oynamasını arzu ettiğini kaydetti. Bülent Korkmaz, biletle sahnede görüntü verirken gazetecilerin Roberto Carlos’un da Bülent’in yanına çıkması isteği üzerine Brezilyalı futbolcu sahneye çıktı. Fenerbahçeli futbolcu fotoğraf karesine girmeden önce, ”Ben bu biletle fotoğraf çektirmek değil, finali oynamak istiyorum” diyerek, takım olarak hedeflerini ortaya koydu. UEFA Kupası finali elçisi Can Bartu’nun rahatsızlığı nedeniyle organizasyona katılamadığı bildirildi.

TOPLANTI’DAN GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYIN…

Final Biletleri

Final biletleri 5 Aralık Cuma günü saat 12.00′den itibaren Futbol Federasyonu’nun internet sitesi www.tff.org’dan satışa sunulacak. Biletlerin fiyatları 75, 100 ve 130 avro olarak belirlendi. Talep toplama yöntemiyle yapılacak satışta, başvuru sayısı ayrılan bilet sayısından fazla olduğu takdirde 29 Ocak 2009′da noter huzurunda kura çekimiyle bilet almaya hak kazanan kişiler belirlenecek. Biletler için başvuru 23 Ocak 2009 saat 12.00′da sona erecek.

spor3

Google Arama Raporu - Kriz Google a da yansıdı




Ayşegül AKYARLI GÜVEN’in haberi

Dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz Google’da aranan kelimlere de yansıdı. ’Tazminat’, ’özgeçmiş’, ’iş’, ’kriz’ ve ’kariyer’ kelimeleri aramalarda son 4 yılın rekorunu kırdı. Google Trends’e göre kriz döneminde dünya ’aşk’a sığınırken Türkiye’de tercihlerde para, aşka oranla açık ara öne geçti.

KRİZİN Türkiye’ye de yansımasıyla birlikte işten çıkarma haberlerinde görülen artış Google’da aranan kelimeleri de etkilemeye başladı. ’Tazminat’ ’özgeçmiş’ ’kariyer’, ’kriz’ ve ’iş’ kelimeleri aramalarda 2008 Kasım ayında son 4 yılın rekorunu kırdı. Google’da yapılan aramalarda kelimelerin ölçümünü sağlayan Google Trends’e göre kriz döneminde ’aşk’ ve ’para’ kelimelerine ilgi ise Türkiye’de dünyanın geneline göre farklılık gösterdi. Dünya krizde de aşkı üstün tutarken, Türkiye’de ’para’ ’aşk’ karşısında açık ara öne geçti.

Resesyon dile girdi

Google Trends’e göre, resesyon (ekonomik durgunluk) kelimesi Türkiye’de 2007 yılının ilk çeyreğinde konuşulmaya başlandı. En faza arandığı dönem ise 2007 yılının altıncı ayı oldu. Bu yıl eylül ayında aramalardaki yeri yükselmeye başlayan resesyon kasım ayında çok fazla ilgi görmedi. Resesyonun İngilizcesi olan “recession” kelimesi Google’da ise 2003 yılından bu yana Trends grafiklerinde az da olsa yer alıyor. Ancak, “recession”ın da tıpkı Türkçe karşılığı olan resesyon gibi 2007’nin 6’ncı ayında arama rekoru kırmış olması göze çarpıyor.

İzlanda’da IMF rekoru

Son 30 günlük aramalara bakıldığında IMF’in en fazla arandığı ülke İzlanda oldu. IMF de zor durumda kalan ve bitr dönem E-Bay’de satışa çıkış olayıyla gündeme gelen İzlanda’ya İzlanda’yı Pakistan, Güney Kore, Macaristan ve Hong Kong izledi. Türkiye IMF’nin en çok arandığı ülkeler listesinde yer bulamadı. Buna karşın Türkçe IMF kelimesinin yer aldığı aramalarda kullanılan 7’nci dil oldu.

Fannie Mae galip

ABD’de ödenmemiş mortgage kredilerinin yarısına sahip olan ve 5.3 trilyon dolarlık borç yükü yaşıyan Freddie Mac ve Fannie Mae bugüne kadar gördüğü en büyük ilgiyi kurtarmanın gerçekleştiği temmuz ayında gördü. İlginç olan ise Google’da Freddie Mac’e oranla çok daha küçük olan ve ’Freddie’nin küçük kardeşi’ olarak anılan Fannie Mae’nin ratingi daha yüksek çıkmasıydı.

AIG, Lehman’ı geçti

Krizin yeni bir boyuta ulaşması konusunda en büyük etkiyi yarattığı söylenen Lehman Brothers Google’daki aramalarda zordaki finans kuruluşları arasında birinci gelemedi. Merrill Lynch’in Bank Of America’ya devredildiği, Lehman Brothers’ın da battığını bildirdiği Temmuz ayında, zordaki sigorta şirketi AIG ilgi konusunda bu iki kurumu da geriye bırakmayı başardı. Tüm bu gelişmelerin yaşandığı haziran-eylül döneminde AIG aranan kelimeler arasında en popüler olurken Lehman Brothers ancak ikinci gelebildi.

ABD’nin TMSF’si FDIC temmuzda rekor kırdı

ABD’nin TMSF’si FDIC krizde en büyük ilgiyi Freddie Mac ve Fannie Mae’yi kurtardığı ve Indymac’e el koyduğu dönemde gördü. Indymac’e el koyduğu gün banka şubelerinin önünde kuyruk oluşturan mevduat sahipleri FDIC’nin verdiği 100 bin dolarlık garantiden yararlanmanın yollarını arıyordu.

Güçlü dolar YTL’yi Google’da da yendi

KRİZ döneminde YTL dolar karşısında sadece piyasalarda değil, Google’da da güç kaybediyor. Türkiye’den yapılan aramalara bakıldığında dolar, YTL kaşısındaki en büyük üstünlüğü 1.70’leri gördüğü ekim-kasım aylarında yaşadı. Bu dönemde dolar, ortalamanın 3 katı fazla ilgi görerek YTL’ye karşı son 5 yılın rekorunu kırdı.

Barack Obama başkan seçildi Bush’un reytingi düştü

GOOGLE’da ABD Başkanı George W. Bush aramaları kriz döneminde bir artış veya düşüş göstermedi. Ancak, Bush’un internetteki ratingini asıl etkileyen yeni başkan Barack Obama’nın seçilmesi oldu. Obama, Bush’a olan ilgiyi sadece kriz döneminde geçmekle kalmadı. Başkan seçildiği gün Bush’un 2004 yılı başından bu yana gördüğü ilgiyi tek bir kalemde silmeyi başardı.

Sarkozy’nin tahtına Gordon Brown oturdu

AVRUPALI liderler arasında kriz döneminde popülerlik yarışı da kızıştı. Ancak, kriz döneminde Google’da Almanya Başbakanı Angela Merkel’e olan ilgi Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve İngiltere Başbakanı Gordon Brown’un gerisinde kaldı. Krizin ilk başladığı dönem olan 2007 yılı son çeyreğinde Sarkozy popülerlikte açık ara önde giderken, özellikle son 6 ayda bu popüleriteyi Gordon Brown’a kaptırdı.

İyi ki Doğdun Fare!

İyi ki Doğdun Fare!


Bilgisayarların vazgeçilmez parçası fare, yakında doğum gününü kutlayacak. Peki bilgisayar faresi kaç yaşına basıyor?

Bilgisayarlarımızın vazgeçilmez bileşenlerinden olan fare bundan tam 40 sene önce ortaya çıktı. Douglas Engelbart tarafından ilk hali icat edilen fare daha sonra Engelbart'la birlikte Bill English tarafından geliştirildi. Geliştiriciler, 1967'de yapılan patent başvurusu sonrasında 1970'te bu patentin de sahibi olmuş durumda. Tabii fare o günlerden bu güne inanılmaz bir değişim geçirdi. Zamanında radikal bir değişimi ifade eden bu bilgisayar parçası şimdilerde ise vazgeçilmez bir ürün haline geldi.

Haftanın Albümü - Yeni Rakı - Mucize Nameler




1.İnleyen Nağmeler
2.Müjdat Gezen-Ömrüm Seni Sevmekle Nihayet Bulacaktır
3.Sezen Aksu-Kınalı Kuzum
4.Fatih Erkoç-Bu Akşam Bütün Meyhanelerini Dolaştım İstanbulun
5.Deniz Seki-At Kadehi Elinden
6:Kenan Doğulu-Aşkım Aşkım
7.Umut Akyürek-Dinmiyor Hiç Bu Akşam
8.İlhan Şeşen-Bir Demet Yasemen
9.Ufuk Yıldırım-Sensizlik Haram Bana
10.Çelik-Benzemez Kimse Sana
11.Reha-Al Sazını
12.Nev-Kimseye Etmem Şikayet
13.Ercan Saatçi-Şarkılar Seni Söyler
14.Reha Falay-İnleyen Nağmeler(Enstrümental)

Türkiye'nin ilk Core i7 işlemcili bilgisayarı Xcellerator, Compex'te Türk kullanıcılarla buluştu.

Core i7'li ilk bilgisayar sahneye çıktı!
Xcellerator tasarımı ve performansı ile ilgi çekiyor.

Bu konuda okuyacaklarınız:

Compex Fuarı'nın Intel GameX alanında tanıtılan Türkiye'nin ilk Intel Core i7 işlemcili bilgisayarı Xcellerator, ziyaretçilerin büyük beğenisini kazandı. Intel Core i7'nin performansı ile Exper Xcellerator serisinin birleşimi, ortaya önünde durulamayacak yükseklikte performansa sahip bir bilgisayar çıkarıyor.

Bilgisayar teknolojilerinde dünya lideri Intel, şimdiye kadarki en gelişmiş masaüstü işlemci olan Core i7, Türk kullanıcılarıyla Xcellerator sayesinde tanıştı. Compex Fuarı'nın Intel GameX alanında düzenlenen basın toplantısında tanıtılan Türkiye'nin ilk Intel Core i7 işlemcili bilgisayarı Xcellerator, ziyaretçilerin büyük beğenisini kazandı.

Bilgisayar endüstrisi tarafından teknik bir mucize olarak adlandırılan Intel Core i7, harcanan gücü artırmaksızın, video ve oyun performansları ile İnternet ve bilgisayar aktivitelerinin hızlarını yüzde 40'a varan oranda yükseltebilen bir işlemci. Intel Core i7'nin performansı o kadar yüksek ki, SPECint_base_rate2006 performans testinde 117 puan elde ederek, rekor kırdı. Bu testte şimdiye kadar ulaşılan en yüksek değer ise 100 puandı.

Intel Core i7 işlemci, oyun performansına odaklı popüler endüstri bilgisayar testleri olan 3DMark Vantage CPU fiziği ve yapay zeka testlerinde de gelişmiş oyunlar için eşsiz bir performans sunuyor. Intel Nehalem mikromimari ailesinin ilk üyesi Core i7'deki üç yeni masaüstü işlemcisinin her biri, 8 megabyte'lık bir ön bellek ile en son ve en iyi bellek teknolojisi olan DDR3-1066 için bellek desteğini içeriyor.

Dikkatsiz İngilizler yine iş başında

Dikkatsiz İngilizler yine iş başında

Şimdi de servet değerinde bilgiler içeren bellek kartının otoparkta ne işi olduğunu tartışıyorlar...

İngiltere'de vergi iadesi, emekli maaşı ve çocuk yardımı bağlama birimlerinin de aralarında bulunduğu yüzlerce hükümet biriminin ortak hizmet verdiği "Gateway" adlı web sitesinin kullanıcı isimleri ve şifrelerinin yer aldığı hafıza kartının bir otoparkta bulunduğu açıklandı.

Yaklaşık 12 milyon kullanıcının detaylarını elinde tutan kişi ya da kişilerin, site üyelerinin her türlü kişisel bilgisine ulaşmasının mümkün olduğu, bu nedenle olayla ilgili acil soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Bu bilgileri içeren hafıza kartının bir pub'ın otoparkında bulunmasından sonra açıklama yapan Gateway adlı web sayfasının sözcüsü, sitenin tedbir amacıyla tümüyle kapatıldığını ve olayı son derece ciddiye aldıklarını ifade etti.

12 milyon kişiye mali hizmetlerin verildiği sitenin güvenlikten fedakarlık etmeyeceği, üyelerin her türlü hassas bilgilerinin, olayın ortaya çıkmasından sonra yeniden şifrelendiği belirtilirken, hafıza kartını kaybeden kişinin ise Gateway adlı web sayfasını düzenleyen şirketin taşeronluğunu yapan Atos Origin firmasının bir çalışanı olduğu bildirildi.

Dünyanın en hızlı bilgisayarı nasıl yapılır

Dünyanın en hızlı bilgisayarı nasıl yapılır


Jaguar PETASCALE
Dünyanın en hızlı bilgisayarı nasıl yapılır. Videoyu izleyince çok şaşıracaksınız.


Hayvanlar aleminin küçük kraliçesi Tippi 18 yaşında



10 yaşında Paris'e geldiklerinde canı çok sıkılıyordu çünkü gerçek oyun arkadaşlarını çok özlüyordu. Tippi'nin oyun arkadaşları 'ağabeyim' dediği 30 yaşındaki fil Abu. Birlikte öğle uykusuna yattığı aslan yavrusu Mustafa. Ve leoparlar, devekuşları, kurbağalar, kentenkeleler, vaşaklar... Afrika'da geçirdiği günler 'Afrikalı Tippi' adlı bol fotoğraflı bir kitaba konu olan Tippi'nin tam adı Tippi Benjamine Okanti Degre. İsim ararken oyuncu Tippi Hedren'den esinlenen ailesi, Benjamine adlı arkadaşlarını da kıramamış! Okanti ise Ovambo dilinde kedigillerden gelen küçük yırtıcı bir hayvan...
Resim Galerisi :
http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/detay.aspx?categoryID=12&galleryID=1772&picID=23070&dp=1

Çağan Irmak'ın son meleği…Melis Birkan


Melis Birkan

Türk Sineması hem üretim olarak, hem de yepyeni isimlerle kendini aşıyor. Filmlerin sayısındaki artış, içeriğinde ne yazık ki o kadar da kendini belli etmiyor. Oyunculuklarda ise kalitenin arttığını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Özellikle kadın sanatçılara her filmde yeni isimler katılıyor, üstelik oyunculuk kabiliyetleri de ümit verici.

Vizyona giren Çağan Irmak'ın son filmi Issız Adam'da oynayan Melis Birkan son dönem üretimleriyle mercek altına alınması gereken isimlerden. İlk filmi "Amerikalılar Karadeniz'de 2" ile gündemimize oturan Birkan, daha sonra Serdar Akar'ın tartışmalı filmi "Barda"da tecavüze uğrayan bir kızı canlandırdı. Burada Nejat İşler ile karşılıklı oynayan güzel yıldız üçüncü filminde ise sinemamızın ayrıcalıklı yönetmenlerinden Çağan Irmak'ın yine bol tartışma çıkaran filmi "Ulak"ta karşımıza çıktı.

Irmak'ın son filmi Issız Adam'da belki de ilk gerçek başrolünü oynuyor Birkan. Üstelik film tamamıyla oyuncuların performansı üstüne kurulmuş. Çağan Irmak gibi bir yönetmenin filmini omuzlarında taşımak herhangi bir oyuncu için büyük baskı. Kafamızdaki bu sorularla röportaj yapmak için gittiğimiz Birkan kontrollü ama dürüst cevaplarıyla kendi gerçeklerini anlattı.

Evinizdekinden 55 bin kat hızlı süperbilgisayar



Küresel iklim değişimleri ve Uzay’ı izlemek için kullanılan Jaguar adlı süperbilgisayar, evinizdekinden bir hayli hızlı.

Amerika’da bulunan Oak Ridge Ulusal Laboratuvarlarındaki süperbilgisayar, Dünya üzerinde yaşayan tüm insanların saniyede bir matematiksel hesaplama yapmasıyla 650 yılda hesaplayabilecekleri kadar veriyi yalnızca bir günde hesaplıyor.

Bilim insanlarının Jaguar ismini taktıkları 100 milyon dolarlık bilgisayar, bilimsel hesaplamalar yapan bilgisayarlar içerisinde dünyanın en hızlı olanı. Sıradan bir bilgisayardan 55 bin kat daha hızlı olan bilgisayar, saniyede 1 katrilyon matematiksel hesap yapabiliyor.

Dünyada ondan daha hızlı tek bir bilgisayar var, o da New Mexico’da Amerikan Los Alamos Ulusal Laboratuvarında nükleer silahlar üzerine gizli bir amaçla kullanılan isimsiz bir bilgisayar.

Jaguar, küresel iklim değişiklikleri, gözlemlenemeyen uzay meseleleri ve alternatif enerji kaynakları gibi insanlık için önemli konuların araştırılmasında gerekli olan hesaplamaları yapacak.

Cray Inc. tarafından üretilen Jaguar, geçtiğimiz Haziran ayında 500 süperbilgisayarı denetleyen araştırmacılar tarafından Dünyanın en hızlı 5. bilgisayarı olarak ilan edilmişti. Orak Ridge Laboratuvarındaki araştırmacılar, geçtiğimiz Pazartesi günü donanım güncellemesi yapılan Jaguar’ın Dünya’nın en hızlı bilimsel hesap makinesi haline geldiğini belirttiler. Bilgisayar 4 yıldır kullanılıyor.

Geçtiğimiz günlerde süperiletkenlik üzerinde hesaplamalar yaparken 1.3 petaflop’tan daha fazla işlem yapan Jaguar’ın teorik üst sınırının ise ise 1.64 petaflop olduğu belirtiliyor.

*1 Petaflop: Saniyede 1 katrilyon işlem.

Atatürk'ü anma günü Özel Konseri - Fazıl SAY Nazım Oratoryosu


Halkapınar Spor Salonu - İZMİR
Fazıl SAY - NAZIM ORATORYOSU
10 Kasım 2008


Halkapınar Spor Salonu'nu aradık önce. Bizim için yeni bir yerdi. Biraz aradık ve bulduk.. Otomobilimize park yeri aradık sonra. Park yeri yoktu. Biraz aramayla onu da bulduk. Fazıl SAY'ın Nazım Hikmet Orotoryosu'nun yapılacağı salona geldik. Biraz geç kalmıştık , son dakikalarda salona yetişebildik ...
Bilet bulamamıştık, biletimiz yoktu, "Acaba girebilir miyiz ?" diye
endişe ederken, girişlerin ücretsiz-biletsiz olduğunu öğrendik, sevinerek salona girdik. Oturacak yer bulamamıştık, ayakta kaldık önceleri ... Koltuk yoktu.. Daha doğrusu boş koltuk yoktu.. Ayakta izleyen yüzlerce insan gibi biz de ayakta izledik... Bütün yokluklara rağmen, sonunda oradaydık, muhteşem bir gecenin muhteşem bir etkinliğinde...
Ve sanatçılar sahnede yerlerini aldılar.. Müthiş bir coşku ile alkışladı İzmir'in aydınlık yüzleri sahnede sanatçıları. "Gerçek coşku, gerçek sanatçı böyle olmalı" diyordu herkes içinden, kimileri gözyaşlarını tutamıyorlardı, alkışlarken sahnedeki yetenekleri... Daha konser başlamadan izleyiciler coşku ile karşıladılar sanatçıları ... Çünkü onlar, özellikle İzmir'lilerin gönlünde taht kurmuş sanatçılardı. Genco ERKAL, Fazıl SAY, Zuhal OLCAY, İzmir Devlet Senfoni Ork., Şef İbrahim Yazıcı ve Bariton Güvenç DAĞÜSTÜN ... Hepsi de onurlu, başarılı ve gerçek sanatçılardı. Sözde sanatçılardan değil... Ve hepsi de bu gece muhteşem bir müzik ziyafeti tattırdılar bizlere, Nazım 'ın şiirleri eşliğinde... Ve eser bitince, bu kez daha coşkulu, ayakta alkışladı İzmir sanatçıları... İzmir'in aydınlık yüzü bu akşam oradaydı. 15.000 İzmir'li, bazı değerlerimizin asla değiştirilemeyeceğini, yıllar geçse de unutturulamayacağını, ATATÜRKÇÜLÜĞÜN ölmediğinin birer canlı kanıtıydı bu akşam ve daima...






Türkiye neden bilim üretemiyor? (soru)

Türkiye'de ilim, bilim veya buluş üretimi çok az oranda. Sebebi uzmanlarca Türkiye'deki anne-babaların çocuklarına karşı koruyucu tutum sergilemsi olarak gösterilmiş. Peki sizce neden?

CNN Canlı Yayında Hologramla insan ışınladı


Seçim gecesi, Amerika'nın ilk siyahi başkanını seçmesinin yanında teknolojik olarak da büyük bir ilke imza atıldı.

Bu teknolojik yenilik CNN'den geldi. cnn bir ilki gerçekleştirerek, Dünya'da ilk kez canlı yayında, binlerce kilometre uzakta, Chicago'da bulunan habercisi jessica yellin'i New York Stüdyosundaymış gibi canlı yayına hologram teknolojisiyle "ışınladı" .



bu teknolojinin nasıl çalıştığı hakkında şimdilik çok fazla şey bilemiyoruz. bildiklerimiz cnn muhabirinin bize aktardıklarından ibaret. söylediklerine göre bunu yapmak için 35 adet high definition kamera kullanmışlar. tüm kameralar farklı açıdan muhabirin görüntüsünü elde ederek tüm boyutları yakalayabilmiş.Devamı :
http://www.bildirgec.org/yazi/cnn-canli-yayinda-hologramla-insan

Videosu:http://videogaleri.hurriyet.com.tr/Video.aspx?s=5&vid=2862

E-Mürekkep sayesinde binlerce kez yazılabilen E-Kağıtlar kapıda.

PC'lerin hayatımıza girmeye başlamalarıyla kağıtlar üzerindeki harfler önce ekranlarımıza transfer oldular. PC'ler bize kağıt kullanmak zorunda kalmayacağımız bir çağı müjdelerken tam tersi oldu ve bir de baktık ki daha çok kağıt harcıyoruz. Şimdi ise bununla barışıp en azından ham maddeyi korumaya niyet eden çalışmalara yöneldik.

e-Kağıt konsepti yeni bir fikir değil. Zaman içinde yavaş yavaş gelişiyor. Bunu ise birçok faktör belirliyor. Başında tabii ki üretim maliyeti var. Bu teknolojiden biraz bahsedelim.

Parçacıklar ve Pikseller

Aslında e-kağıt üretimini gerçekleştirebileck birkaç farklı metod var, fakat bunlardan en yaygın olanlar elektronik mürekkep ve Xerox Parc'ın "Gyricon" sistemi. Her ikisi de benzer bir prensip üzerine farklı şekillerde çalışıyor.

E-mürekkep, elektroforez diye adlandırılan, pigment parçacıklarının konumlarını elektrik yükü ile düzenleyen bir metodu kullanıyor. Bir tanesinin kalınlığı en fazla insan saçı kadar olan milyonlarca mikro-kapsül (yani pikseller) arı kovanı biçiminde yerleştirilip iki incecik elektrod arasında sıkıştırılarak bir çeşit elektronik kağıt ortamı oluşturuluyor. Her kapsülde, içinde hem negatif yüklü siyah karbon parçacıklar, hem de pozitif yüklü beyaz titanyum diyoksit parçacıklar olan saydam bir sıvı bulunuyor. Ortama elektrik yükü uygulandığında parçacıkların bir kısmı görünen yüzeye doğru çekilirken diğerleri ise arkada kalan tabakaya doğru itiliyor.
E-mürekkep metodu ile sadece siyah-beyaz değil, karma yükler kullanılarak gri geçişler de elde eldilebiliyor.

Şu anki teknolojiyle parçacıkların yer değiştirmesi 250 ms gibi bir sürede gerçekleşiyor, fakay yeterli voltajla bu süre 50ms'ye kadar düşebiliyor. Aslında önemli olan parçaların yer değiştirme süresinden çok (gazetenizde video izlemeyecekseniz-ki bu da tamamen mümkün) şarj ve dayanıklılık.

LCD ekranların tersine, e-mürekkep katmanları geri ışıklandırmaya sahip değiller. Bunun yerine aynı kağıtta olduğu gibi ortamdaki ışığı yansıtıyorlar. Elektrik yükü bir kez verildiğinde, kapsüller yıllarca oldukları yerde kalabiliyorlar. Bu iki özellik sayesinde kağıda alternatif olabilecek bir sistem yaratılabiliyor.


Xerox Parc'ın Gyricon çözümü ise biraz daha farklı. Bu metod yüklü parçacıkları bir tarafı siyah, diğer tarafı beyaz renk olan ince iki renkli küreler içinde hapsedip, yağ benzeri bir ortamın içinde istendiğinde kolayca kendi etrafında dönebilecek bir şekilde gezinmesini sağlıyor. Küçükken bir çoğumuzun sahip olduğu, metal parçaları mıknatıslayarak yüzeye yapıştıran oyuncaklarda olduğu gibi, Gyricon istendiğinde tekrar silinip tekrar yazabilecek bir yazıcıya verilip binlerce defa aynı kağıt üzerinde farklı bilgiler kullanılmasına olanak tanıyor.

Şimdilik iki çözüm de biririnden çok farklı değil, fakat LCD teknolojisine göre kat kat daha fazla fayda sağlıyor. Daha geniş görüş açısı, aydınlatmaya gerek olmadan sadece içeriği değiştirmeye yetecek kadar elektrik kullanımı, "elle tutulabilir" bir görüntü ve esnek bir yapı. Şu anda bu teknolojinin tek eksik noktası, renk yetersizliği. Fakat çok yakında RGB filtre kapsüllerle bunun da çözüleceği müjdesi veriliyor.

Kaynak : http://www.hardwaremania.com/news/teknoloji/genel/1204-e-muerekkep-sayesinde-binlerce-kez-yazlabilen-e-katlar-kapda.html

Google ve Microsoft sansüre karşı

Dünya genelindeki özellikle internetteki özgür düşünceyi sansürleyen ülkelere karşı başlatılan Global Network Initiative adlı oluşumun kurucu üyeleri arasında Google, Yahoo ve Microsoft gibi teknolojinin asları yer alıyor. Diğer basın özgürlüğü ve insan hakları gruplarından da büyük destek alan GNI için bu kurumların ne derecede ellerini taşın altına koyacağı bilinmiyor.

Devler de Sabıkalı

Gruptaki bazı bilişim devlerinin özgürlük ve demokrasi gibi kavramları, sert tutumlu hükümetlerin baskısı sonucunda askıya aldıkları çokça gözlemlenen bir durum. Örneğin, Çin'de pazara girmenin en büyük şartının hükümet politikalarına uymak olduğunu düşünürsek, bu girişimin içtenliğini kanıtlamak gibi bir misyona da sahip olduğu da bir gerçek.

:: Bu girişim, baskıcı hükümetlerle baş edebilir mi?

Erhan kahraman - http://shiftdelete.net

Mustafa


Zorunlu bir açıklama / Can Dündar / Milliyet

ZORUNLUBİR AÇIKLAMA
Can Dündar'ın kaleminden "Mustafa" nın sponsorluk tartışması..

“Mustafa” dün vizyona girdi. Ama gün boyu bunun keyfini sürmek yerine “filmin sponsoru”na dair sorularla uğraşmak zorunda kaldım. İş dallanıp budaklanınca “En iyisi her şeyi bütün açıklığıyla anlatmak” diye düşünerek bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Kişisel bir mevzu gibi görünürse kusura bakmayın.

Son dakikada...
Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv’le bir uçak yolculuğu sırasında tesadüfen tanışmıştım. Belgesellerimi ilgiyle izlediğini söylemişti.
“Mustafa” henüz tamamlanmadan filme bir sponsor arayışı gündeme gelince kendisine bu konuyla ilgilenip ilgilenmeyeceğini sordum. Atatürk’e olan büyük saygı ve hayranlığından söz edip derhal kabul etti.
Turkcell yetkilileri de projenin heyecanı içine girdiler.
Şirketin logosuyla afişler basıldı; fragmanlar sinemalara dağıtıldı. Savarona’da yapılacak bir basın toplantısıyla projenin duyurulması kararlaştırıldı.
O ana kadar ilişkiler karşılıklı güven esasına dayalı gittiği için henüz ne bir sözleşme imzalamıştık, ne bir kuruşluk destek almıştık.
Basın toplantısına birkaç gün kala, Turkcell filmin içeriğiyle ilgili bilgi istedi.
Hemen bir toplantı yaptık. Onlara filmi anlattım. Hatta bitmemiş filmin hazır olan sahnelerinden birkaç örnek gösterdim.
Ve filmde verdiğimiz bazı bilgilerin onları yadırgattığını fark ettim.
Film, Atatürk’ün imza attığı büyük devrimi belgelemekle birlikte özel hayatına da giriyor, sofrasından, yalnızlığından dem vuruyor, dinin toplumsal hayattan tasfiye edilmesi gereğine ilişkin radikal görüşlerine yer veriyordu.

Uzun tartışmalar
“Acaba bunlardan bahsetmek zorunlu muydu?”
Bu soru ile yıllardır o kadar çok karşılaşmıştım ki...
Bir lider portresinde onun hayatının bütün unsurlarının yer alması gerektiğini anlattım uzun uzun... Konu Atatürk olunca daha fazla hassasiyet gösterilmesi gerektiğini anladığımı, ama anlatılanlarda Atatürk adına gocunulacak bir şey olmadığını, tersine onun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını söyledim.
Turkcell ise oradaki mesajların yanlış anlaşılmasından, Atatürk üzerine bir spekülasyon açılmasından endişeleniyordu. Bu tartışmaların Atatürk’e szarar vermesinden, inanç sahibi insanları rencide edebilecek yanlış anlamalara yol açmasından kuşkulanıyorlardı.
Aynı kaygıları benim de taşıdığımı, böyle olmasın diye de azami dikkati gösterdiğimi, ele aldığım her konuyu belgelendirdiğimi anlattım.
7 saatlik bir toplantı sonunda hem Atatürk’e asla zarar vermemek, hem de onu gizlememek esasında anlaştık.

“Biz vazgeçtik”
Ancak ertesi günkü (daha geniş katılımlı ve daha uzun) toplantıda konu biraz daha derinleşti. Çıkacak filmin, Turkcell’in beklentileriyle tam çakışmayacağı gibi bir izlenim oluştu.
Ertesi gün de (basın toplantısına 24 saat kala) Turkcell’den (hem de bana da değil, büroma) “Biz vazgeçtik” notu iletildi.
Elbette haklarıydı. Ama afişler asılmış, fragmanlar sinemalarda dönmeye başlamış, basın toplantısı için bütün gazetelere davetiyeler gitmişti.
Afişleri asmadan güven esası içinde (biraz da acemilikten) bir sözleşme de yapmadığımızdan zor durumda kalmıştık.
“Sağlık olsun”dan başka diyecek bir şey yoktu.
Öyle dedik; geçtik.
Basın toplantısını iptal ettik. Afişleri, fragmanları tek tek sinemalardan toplattık.
Turkcell bir süre sonra “Afiş ve fragmanlar yüzünden üstlendiğiniz zararı biz karşılamak isteriz” dedi.
Üstlendiler. Konu kapandı.

Can Dündar

Internet TV, online 5000 televizyon kanalı

Internet TV, online 5000 televizyon kanalı

internet tv
internet tv

Internet TV, küçük boyutuna karşılık, 5000 tv kanalının, internet üzerinden ücretsiz olarak izlenmesini sağlayan bir program.

Kullanıcılarına, kanallar hakkında yorum yapma, oy verme, favori listesi oluşturma gibi imkanlar sunduğu gibi, tarayıcı seçimi de kullanıcı tarafından ayarlanabiliyor.(media player ve real player) Tam ekran seçeneği ile de kaliteli görüntü almak mümkün.

sinema, spor, haber, oyun, eğlence, komedi gibi 18 kategori başlığı altında toplanmış, 121 ülke kanalı mevcut.(Türk, İngiliz, Alman, İspanyol, İtalyan, Rus, Arap, Fransız vs.)

Programı indirmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Eğer görüntü ve ses ile ilgili sorun yaşarsanız, buradan "free codec pack" ı indirebilirsiniz.

Daha önce yayınlanan "3040 Çevrimiçi Televizyon Kanalı" bildirisine buradan ulaşabilirsiniz.


Tonerburada.com

Yazıcı toner kartuş şeritleri konusunda uzmanlaşmış ekibimiz ile 1 yıldır
faaliyetteyiz. ürettiğimiz newjett markalı muadil tonerlerle sadece toner dolumu yapan firmalara göre kalite farkıyla sizi bir adım öne geçirerek tam bir "iş fırsatı" sunuyoruz. iş ortağımızı "toner dolumu" fiyatları ile rekabet
edilebilecek maliyetlerle destekliyoruz. sistemimiz kullanıldığında "toner
dolumunda" işi kısıtlayan mesafe sorunu kalmıyor. müşteri memnuniyeti ve
düşük maliyetlerle her yerde anında hizmet sunabiliyorsunuz. işimizi beraberce büyütebileceğimiz bayilik isteyebilecek firmalar veya ekibimiz gibi düşünebileceğimiz (herhangi bir kurumsal kimliği olmayabilir) kişiler ile
çalışabiliriz. ürünlerimizi yaptığımız kargo anlaşmaları sayesinde her yere
uygun maliyetlerle ulaştırabiliyoruz. uzmanlık alanımızda türkiyenin her yerine
destek verebiliyoruz. yurt dışı taleplerine de açığız. yazıcı teknik servisi,
kartuş, şerit, fotokopi-fax tonerleri konusunda desteğimiz de mevcut.

http://www.tonerburada.com

Google Logo Tasarımcısı

Google Logo Tasarımcısı

Dennis Hwang

Google logo imajları, Google Web tasarımcısı Dennis Hwang tarafından tasarlanıyor ve Hwang’ın çalışmaları, Google giriş sayfasında milyonlarca kişi tarafından görülüyor.29 yaşındaki Dennis, çizimlerini “doodles” olarak adlandırıyor.

Dennis, 2000 yılından bu güne, dünya genelindeki etkinlik ve önemli günleri sitenin giriş sayfasındaki Google logosu ile bütünleştirerek tasarladığı doodles imajları ile kutladı ve hatırlattı.

Yılbaşı, Sevgililer Günü, Noel gibi olaylar her yıl tekrarlanıyor. Dennis de her yıl yepyeni çizimler hazırlıyor. Dennis’in çalışmaları tutkuyla izleniyor ve hakkında pek çok web sitesi ile blog bulunuyor. Hayranları onun yeni tasarımlarını bir an önce görmek için heyecanla bekliyor.

Aşağıdaki söyleşide Dennis, doodle çizimlerini ve hayal ettiği işi nasıl elde ettiğini anlatıyor:

Bir çok kişi ilgi duydukları alanlardan sadece bir tanesini seçmek zorunda kalır. Bilgisayar ve sanatı birleştiren mükemmel bir işi nasıl elde ettin?

Üniversite yıllarımda Google’da staj yaptım. Bana web sitesinin bakımına yardım etme görevi verilmişti. Bir süre sonra web tasarım yardımcısı oldum. Ben Google’a katılmadan önce kurucular Larry Page ve Sergey Brin, tatil günleri logoları hakkında düşünmüşlerdi. Yöneticilerimden biri sanat üzerine eğitim aldığımı biliyordu ve benden bunu denememi istedi. O günden beri tek başıma tasarımları hazırlıyorum, kariyerim de güçlendikçe güçleniyor!

Günlük olaylar ve tatiller hakkında bilgi alabilmek için sürekli gazete mi okuyorsun?

Çalışmaları önceden hazırlama sürem duruma göre değişiyor. Bazen, günlük olaylar için gerçekten çok hızlı çalışıyorum. Mars Gezgini Mars’a indiğinde 24 saat içinde logo hazırlamıştım. Bütün ülkeler için, özel bir gün varsa bunu kutlamak istiyoruz.

Google kullanıcılarından öneriler alıyor musun?

Kullanıcılardan çok miktarda öneri geliyor. Kullanıcı görüşlerine ve önerilerine gerçekten açığız.

Çizimlerdeki tasarıma nasıl karar veriyorsun?

Genelde sanat harflerin içinde yer alıyor. Harflerle iç içe tasarımları tercih ediyorum. Bu bana daha ilginç geliyor.

En çok hoşuna giden doodle çizimlerin hangileri?

Çok sayıda sevdiğim çizim var. En çok özeni sanatçıların doğum günleri ile ilgili çizimlere gösteriyorum. Örneğin Monet'nin doğum gününe…

Tekrarlanan tatil günleri hakkında her zaman yeni bir tasarım hazırlamak ne kadar zor?

Kesinlikle zor, fakat bu hoşuma gidiyor. Bunu uzun süreden beri yapıyorum, her yıl yeni fikirler bulmam gerekiyor. Bir hindi ve bir çam ağacı çizmenin o kadar farklı şekli var ki!

Dennis’den Bazı Tavsiyeler

  1. Tasarımınızın Google logosunda yer alan harflerin şekillerine uygun olmasına özen gösterin, ancak bunun yaratıcı düşüncenizi sınırlamasına izin vermeyin.
  2. Farklı çizim ortamlarını deneyin ve tasarımınız için en iyisini bulmaya çalışın – unutmayın doodle çiziminizi bilgisayarınızda bile hazırlayabilirsiniz.
  3. Fazla karmaşık tasarımlardan kaçının – en çok etkiyi genelde daha basit tasarımlar yapar.
  4. Tasarımın Google giriş sayfasında görüneceğini unutmayın, bu nedenle ekranda nasıl görüneceğini düşünün.
  5. Renkleri iyi kullanmayı unutmayın, beyaz bir arka plan üzerinde nasıl duracağını düşünün.
  6. Ticari veya lisanslı imajları kullanmayın.
  7. Sınırların dışında düşünün – arkadaşlarınızın yaptıklarından farklı bir doodle çizimi hazırlamaya çalışın.
  8. Google harflerinin önünde ve arkasında bulunan alanı kullanabilirsiniz, ancak bir bütün olarak tasarımda genel bir denge oluşturmaya çalışın.
  9. Eğlenmeyi unutmayın! Bütün iş, yaratıcılık ve eğlenceli şeyler tasarlamak üzerine.

Scorsese ve De Niro yeniden aynı filmde

Beyazperdenin önemli isimleri Martin Scorsese ve Robert De Niro uzun bir aradan sonra Charles Brandt’ın ‘I Heard You Paint Houses’ isimli romanının uyarlamasında bir araya geliyor.


Charles Brandt’ın ‘I Heard You Paint Houses’ isimli romanının uyarlamasıyla uzun zamandır beklenen ve istenen buluşma gerçekleşecek, 1995 yapımı ‘Casino’dan beri birlikte çalışmayan usta yönetmen Martin Scorsese ve gözde oyuncusu Robert De Niro tekrar aynı filmde yer alacak.

Steven Zaillian’ın senaryosunu yazacağı filmde De Niro 25’ten fazla cinayetten sorumlu tutulan Frank Sheeran’ı canlandıracak.

Gerçek hayatta da yakın dost olan Scorsese ve De Niro daha önce 8 filmde birlikte çalıştılar. Kariyerlerinin başında bir araya gelen usta isimler sinema tarihinin önemli fimlerinden Mean Streets, Taksi Şoförü/ Taxi Driver, Kızgın Boğa/ Raging Bull, New York, New York, The King of Comedy, Sıkı Dostlar/ Goodfellas, Korku Burnu/ Cape Fear ve Casino’ya beraber imza attılar.

Son yıllarda oynadığı filmlerle kötü eleştiriler alan De Niro’nun hayranlarını heyacanlandıran bir diğer projesi ise 2010’da gösterime girmesi planlanan Michael Mann filmi ‘Frankie Machine’.


Dormen: Kalitesiz diziler tiyatroya ilgiyi artırdı

Haldun Dormen, son yıllarda ortaya çıkan kalitesiz programlar ve diziler nedeniyle tiyatroya olan ilginin artmaya başladığını söyledi.


ESKİŞEHİR - Usta tiyatrocu Haldun Dormen, küçük yaşından beri tiyatro ve sinemanın kendisini etkilediğini belirterek, özellikle müzikallerin, tiyatrocu olmasında büyük rol oynadığını vurguladı.

Çok istediği tiyatroculuğa, babasının, iyi eğitim alması şartıyla izin verdiğini ifade eden Dormen, şöyle konuştu:
“ABD’ye gidip Yale Üniversitesi’nin drama bölümünden mezun oldum. Okulu bitirip ülkeme döndüm. İstanbul’da genç arkadaşlarımla birlikte bir tiyatro kurdum. Kurduğumuz tiyatro inanılmaz büyüdü. Tiyatromuz, İstanbul’da gidilip görülesi bir yer oldu. Daha sonra 1957’de kendi yetiştirdiğim tiyatrocularla Dormen Tiyatrosu’nu kurdum. 1972 yılında maddi imkansızlıklar nedeniyle Dormen Tiyatrosu’nu kapatmak zorunda kaldım.
Tiyatro kapanınca televizyonda ve gazetede çalışmaya başladım. (Sürç-ü Lisan Ettikse) adlı kitabımı yazdım.”

“HİSSELİ HARİKALAR KUMPANYASI”
Dormen, Yıldız Kenter, Nevra Serezli gibi İngilizce konuşabilen tiyatrocuları alıp 1979 yılında Nalınlar’ın İngilizce versiyonunu Londra’da sergilediklerini belirterek, dünyada ilk defa bir yabancı oyunun İngilizce olarak İngiltere’yi gezdiğini bildirdi.

Dormen Tiyatrosu’nun kapanmasının ardından Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde oyunlar düzenlediğini anlatan Dormen, şöyle devam etti:
“Dormen Tiyatrosu’nun kapanmasının ardından ülkemden bana ‘oyun oyna’ diye teklif gelmedi. Bu yüzden hep yurt dışında oyunlar sergiledik. Egemen Bostancı’nın karşıma çıkmasıyla ikinci kariyerim başladı. Hisseli Harikalar Kumpanyası’nı yazdım. Hisseli Harikalar Kumpanyası, çok büyük bir sükse yapıp kapalı gişe oynadı. Daha sonra 1985 yılında tekrar Dormen Tiyatrosu’nu kurdum. 2001 yılına kadar süren Dormen Tiyatrosu, maddi imkansızlık nedeniyle yeniden kapandı. Birçok film yaptım, ödüller aldım. Ancak, filmlerden para kazanmadım. O yüzden filmlerime devam edemedim. 14 müzikal yazıp 172 oyun sahneledim.”

“ÖZEL TİYATROLAR PAHALI”
Televizyonların ilk çıktığı zamanlar evlere girmesinin tiyatroyu etkilediği anlatan Dormen, “Artık eskisi gibi değil. İnsanlar önceki yıllarda rahatça televizyonun karşısına oturup heyecanlı şeyler seyrediyordu. Televizyon zamanla olağan hale gelmeye başladı. Son yıllarda ortaya çıkan kalitesiz programlar ve diziler nedeniyle tiyatroya olan ilgi artmaya başladı. Özel tiyatroların pahalı olması nedeniyle şehir tiyatroları daha çok seyirci çekiyor. Orta sınıf, özel tiyatrolara gidemez oldu” şeklinde konuştu.

“YETERLİ DERECEDE TÜRK YAZAR YOK”
Dormen, tiyatrocuların dizilerde oynamasını eleştirmediğini belirterek, bu konudaki görüşlerini şöyle dile getirdi:
“Tiyatrocuların dizilerde oynamasına karşı değilim. Çok da iyi oynuyorlar. Tiyatrocular Halit Ergenç, Ayşen Gruda, Emre Altuğ, hepsi oynuyor.
Oyuncular tiyatrodan para kazanamıyor. Oyun tuttuğu sürece para alıyorlar, oyun tutmazsa ortada kalıyorlar. Ben de yapıyorum. Bazı programlara beni yakıştıramıyorlar. (Neden yarışma programlarını giriyorsun) diyorlar. Televizyon programlarında hem eğleniyorum hem de para kazanıyorum. Tiyatroculuğumdan hiçbir şey kaybetmedim.
Yeterli derecede yazar olmaması Türk tiyatrosunun tek eksiği. Türk tiyatrosundan söz etmek için Türk yazarından söz etmek gerekir. Dünya çapında dekorcularımız, kostümcülerimiz, tasarımcılarım ve yönetmenlerimiz var.”

Efes Pilsen Blues Festivali 24 Ekim’de başlıyor

Efes Pilsen Blues Festivali 24 Ekim’de başlıyor
Festival, 24 Ekim-3 Aralık tarihleri arasında 21 farklı şehirde, 25 konserle blues rüzgarı estirecek. Festival kapsamında Eddie Bo, John Lee Hooker Jr., Watermelon Slim de konser verecek...


İSTANBUL - Bu yıl 19’uncu kez düzenlenecek Efes Pilsen Blues Festivali, 24 Ekim’de Mersin’de başlayacak.

Blues sanatçıları, 25 Ekim’de Adana’da, 27 Ekim’de Gaziantep’te, 28 Ekim’de Diyarbakır’da, 30 Ekim’de Malatya’da, 31 Ekim’de Kayseri’de, 2-3 Kasım’da Rusya’nın başkenti Moskova’da, 5 Kasım’da KKTC/Girne’de, 7 Kasım’da Denizli’de, 8 Kasım’da Antalya’da, 9 Kasım’da Konya’da, 12 Kasım’da Trabzon’da, 14-15 Kasım’da Ankara’da, 18 Kasım’da Eskişehir’de, 19 Kasım’da Bursa’da, 21-22 Kasım’da İstanbul’da, 25 Kasım’da Balıkesir’de, 26 Kasım’da Çanakkale’de, 28 Kasım’da İzmir’de, 29 Kasım’da İzmir’de, 2 Aralık’ta Kocaeli ve 3 Aralık’ta Edirne’de sahne alacak.

Efes Pilsen Blues Festival, bu yıl da blues müziğinin efsane isimlerini ağırlayacak. Dünya çapında piyano dahisi olarak tanınan Eddie Bo, müziği geleneksel blues ve new age funk arasında bir sentez özeti olarak kabul edilen John Lee Hooker Jr. ve hayatının tüm renklerini müziğine taşımayı başaran Watermelon Slim blues fırtınası estirecek.

Nâzım ve Beckett aynı sahnede!

Nâzım ve Beckett aynı sahnede!

Nâzım Hikmet’in şiirleri ile Samuel Beckett’ın iki kısa oyunundan oluşan “Beckett/Hikmet” gösterisi İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde 16-17-18 Ekim’de sergilenecek.



İSTANBUL - Genco Erkal ile birlikte Samuel Beckett’ın “Oyun Sonu” eserini 2006’da sahneleyen Fransız-Türk ekibinin işbirliği, Samuel Beckett’in iki kısa oyunu ve Nâzım Hikmet’in şiirlerinden oluşan bir gösteriyle sürüyor. Cultures France ve Compagnie Sur la Place ortak yapımı olan “Beckett/Hikmet” gösterisinde iki yazarın eserleri birbirleriyle diyalog içerisinde sunuluyor.

Barbara Hutt’un sahneye koyduğu gösteri, 16-17-18 Ekim günleri saat 20.00’de İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde sergilenecek. Beckett’in “Ben değil” ve “Felaket” oyunları ile Nâzım Hikmet’in şiirleri oyuncular Şükrü Munoğlu, Béatrice Sprunger, Mine Çerçi tarafından sahneleniyor.

“BEN DEĞİL”, Samuel Beckett
(Türkçe)
Oyuncu: Mine Çerçi
Sözcüklerinde kendi hikayesini tanımayı reddeden bir kadının çırpınışını konu alan başdöndürücü ve şaşırtıcı bir monolog. Ustalıkla işlenmiş bir oyun.

“FELAKET”, Samuel Beckett
(Türkçe)
Oyuncular: Mine Çerçi, Şükrü Munoğlu, Béatrice Sprunger
İki kişi; bir yönetmen ve asistanı dilsiz bir rolü işliyorlar. İfade özgürlüğü üzerine düşündüren ve direnmeyi kışkırtan bir oyun. Beckett’in açıkça siyaset içeren nadir oyunlarından biri. Kendi ülkesinde hapsedilen Vaclac Havel’e ithafen yazılmış bir piyes.

NÂZIM ŞİİRLERİ, Nâzım Hikmet
(Fransızca ve Türkçe)
Oyuncular: Şükrü Munoğlu, Béatrice Sprunger, Mine Çerçi
Nâzım Hikmet’in yaşamındaki önemli anlar ve onları ana temalarıyla işleyen bir şiirler seçkisi; adaletsizliğe başkaldırı, İstanbul, hapishane, aşk, hasret, ümit…
Keyvan Chemırani imzalı özgün müzik. Vurmalı çalgılar ve zarb* ustası sanatçı, enstrümanlarının zengin incelikleriyle, güzelliği yüceltiyor. Kâh bir rubaiye yanıt olarak Nazım’ın ezgisel bir portresi, kâh geleneksel Türk ritimleriyle İstanbul’a ithaf…

Joomla Dersleri 1

Bugünden itibaren Joomla Derslerini bu sayfalarda bulabilirsiniz...
En temelden başlayarak, en basit haliyle anlatacağım.. Sonuçta çok basit, ama fonksiyonel bir sistem... Kağıt kalemler hazırsa ilk dersimiz...:

Joomla bir içerik yönetim sistemi(content management system)dir. Yani web üzerinden sitenizi yönetmenizi sağlayan hazır portal sistemidir,
internete bir cok hazır portal bulunmaktadır joomla bunlarda birtanesidir,ama joomla faklıdır...

joomla 3 ana unsurdan oluşur..

- Modül, örnek olarak, üyenin adını ve şifresini girdiği bölüm modüldür..1php, 1 xml dosyasından oluşur

- Bileşen,örnek olarak,bir resim galerisi eklemek istersek sitemize bunu bileşen olarak eklemeliyiz..

- mambotlar,, örnek vermek gerekirse admin panelimizden sitemize ekleyeceğimiz içeriğin, veya hehangi bu bir resim,video,pdf dosyası,bunun gibi aklınıza gelebilecek herşeyi eklememize olanak sağlayan bir editör mambottur.

Norah Jones



Norah Jones
Norah Jones müzik dünyasına Come Away With Me adlı gelecek vaat eden albümüyle adım attığında, kimse o zaman 22 yaşında olan bu genç sanatçının caz, country, blues ve folku harmanlayan yoğun ve çekici müziğinin tüm dünyayı sarıp sarmalayacağını tahmin etmemişti. Jones, Arif Mardin’in prodüktörlüğünde kaydedilen bu albümle tüm dünyada 20 milyonu aşkın bir satış başarısı yakalayıp 2003 Grammy’lerini silip süpürdüğünde, yeni bir yıldızın doğuşunun herkes farkına varıyordu. İkinci albümü Feels Like Home sanatçının pop dünyasında kalıcı olduğunu doğrular nitelikteydi.

Gizli Numaradan Arama Kısıtlama Servisi

Turkcell, Avea ve Vodafone kullanıcılarına müjde...

Artık gizli numaralara karşı korumalısınız.

Gizli numaralardan gelen aramaları kabul etmek istemiyorsanız, kısıtlayın.

Rahatsız ediliyor olabilirsiniz. Ya da bilmediğiniz numaraları açmak istemiyorsunuzdur. Öyleyse GizliNumaradanAramaKısıtlama servisi tam size göre.

GizliNumaradanAramaKısıtlama servisi, gizli numaralardan gelen aramaları engeller. Servisi kullanmanız durumunda gelen aramalar, daha telefonunuz çalmadan, otomatik olarak reddedilecektir.

Sizi gizli numaradan arayan kişiler, “Aradığınız kişi gizli numaradan çağrı kabul etmemektedir. Numaranızı görünür yaparak kendisine ulaşabilirsiniz” anonsunu duyar.

Ücretlendirme ?

GizliNumaradanAramaKısıtlama tüm Turkcell numaralarına açık bir servistir. Ayrıca, servisi kullanmak için herhangi bir abonelik ya da sabit ücret söz konusu değildir.

Nasıl ?

GizliNumaradanAramaKısıtlama servisini kullanmak çok kolay. *253# tuşlayıp YES ’e bastığınızda gelen gizli numara aramaları daha telefonunuz çalmadan saf dışı bırakılacak.

Servisi iptal etmek için #253# tuşlayıp YES ’e basmanız yeterli.

GizliNumaradanAramaKısıtlama servisi, eski tip sabit telefon santrallerinden (analog santrallerden) ve yurtdışından numara bilgisi gönderilmeden oluşturulan çağrıları engellememektedir...

Ayrıntılı Bilgi : http://www.turkcell.com.tr/bireysel/servisler/konusma/gizlinoaramakisitlama

3G iPhone'un 10 kusuru

Apple ın popüler telefonu iPhone'u revize edildi fakat hala bir multimedya telefondan beklenen bazı özellikleri eksik. İşte bunların kısa bir listesi;

1. Multimedya Mesaj Servisi (MMS)

\
Birçok telefonda standart olan özellik birçok yeni yetenekle gelen 3G iPhone da desteklenmiyor. Söylenene göre hafızadaki veya iPhone ile çekilen fotoğraflarımızı email ile gönderme seçeneği MMS e alternatif olmakta. Ayrıca Youtube linkleri telefon üzerindeki uygulama ile doğrudan paylaşılabiliyor. Diğer yandan telefon ile kaydedilmemiş video kayıtları paylaşılamıyor. Müzik cephesinde ise DRM koruması nedeniyle iTunes müzik paylaşımını da kısıtlamakta.

2. Stereo Bluetooth / A2DP desteği

Yeni iPhone da kulaklıklar için adaptör gerekmemesi takdir edilen bir geliştirme olduğu açık. Peki ya kabloyu tamamen ortadan kaldıramazlar mıydı? BlackBerry, Windows Mobile ve Symbian platformlarının aksine iPhone hala -o kullanışsız adaptörü olmadan- on-board stereo Bluetooth kulaklık desteği vermiyor. Bu denli popüler olmasına ve Apple ın estetiğe önem vermesine karşın bu özelliğin olmaması şaşırtıcı.

3. Yazı seçme, kopyalama ve yapıştırma

Apple 2008 in başında ilk jenerasyon iPhone un birkaç sorunu yeni firmware ile düzeltmişti (mesajları birden fazla kişiye göndermesi gibi) fakat email veya diğer yazıların bir kısmını düzenlemek, yeni bir paragraf eklemek gibi ihtiyaçlar için bir seçenek eklenmedi. Ve yeni iPhone hâlâ bu özelliklere sahip değil. URL kopyalayıp yapıştırmak, email düzenlemek gibi yerlerde ihtiyacı hissedildiğinde bu eksikliğin farkedilmesi sinir bozucu olmakta.

4. Notlar ve email için yatay klavye

Bazı uygulamalar desteklese de not veya email yazarken ayrıca harita uygulamasında yatay klavyenin olmaması hala büyük bir eksiklik. Ki bu üçü klavyenin yatay olarak kullanılması ihtiyacını doğuran en önemli uygulamalar. Zaman geçtikçe telefonun yatay olarak tutulup başparmaklarla yazı yazmanın dikey olarak tutup işaret parmağıyla yazmaktan daha kayda değer bir yöntem olduğunu siz kullanıcılar da farkedecektir.

5. Geliştirilmiş sezgisel yazı (veya bunu kapatabilmek)

Yeni iPhone un sezgisel yazma özelliği (kelimenin ilk birkaç harfini yazdığınızda geri kalan kısmını "tahmin" etmesi, olası yazım hatalarını önlemek) günlük kullanım için iyi derecede iş yapıyor. Önerdiği kelimeyi iptal etmek için minik çarpı işaretine tıklamanız yeterli ama bazı durumlarda size zaman kazandırmak yerine kapatamadığınız bu özellik sizin zamanınızı harcıyor.

6. Tümleşik IM uygulaması

Bu uygulama iyileştirmeler listesinde yer alıyordu -tabi AOL instant messenger kullanıcısı iseniz. Ancak iPhone üzerine yüklenmiş bir IM oladan geliyor. Acaba yazışmak, email göndermek, görüntülü iletişim gibi uygulamaları web tabanlı olarak mı yapmak zorundayız, bu iPhone un yeni iletişim şekli mi?

7. Flash desteği

Ne yazık ki kimse iPhone da ne zaman Flash animasyonlar, filmler izleyebileceğimizi bilmiyor.
Bu çok istenen özellik ikinci jenerasyon iPhone da hala yok. Youtube daki videolar dahi Flash formun içinde sunulmasına rağmen iPhone merkezi tarafından Quicktime a çevrilip telefonda görüntülenmeye sunuluyor. Flash eksikliği Safari nin internette dolaşırken sayfa içerisindeki Youtube videolarının, flash öğelerinin yerinde kırık bir plugin simgesini göstermesine sebep olmasına rağmen Safari içinden bu flash öğeleri Youtube uygulamasına yönlendiremiyor olması başka bir kötü taraf.

\
8. Daha iyi bir kamera

Youtube yönetmenleri ve fotoğrafçılar için üzücü ancak hala 3G iPhone max 2 megapiksellik fotoğraflar çekebilmekte, ayrıca kamerası ile video kaydetmek hala mümkün değil. Bu kısıtlamalar Apple bünyesindeki sayısız uygulamanın bile düzeltemeyeceği sorunlar.

9. Birleştirilmiş email gelen kutusu

Microsoft Exchange desteği dışında tüm Yahoo, Mac.com, Gmail, AOL maillerinizi bir posta kutusunda toplamanız mümkün değil.
Bu sitelerin spam filtresi olmasaydı bunu zaten yapmak istemezdiniz.

10. Sesli arama ve ses hafızası

Üçüncü parti yazılımlar yardıma koşun! Yeni iPhone un sesli arama veya ses kayıt özelliği bulunmamakta, ancak Jott gibi birkaç 3. parti yazılım ile bunu ücretsiz olarak halledebilirsiniz.

Yaşayan en seksi kadın Türkiye'ye geliyor




Bu yıl 45'incisi düzenlenecek olan Antalya Altın Portakal Film Festivali, beyazperdenin ünlü yıldızlarını ağırlamaya hazırlanıyor. Bu yıl 10 ile 19 Ekim tarihleri arasında yapılacak olan festivale sinemanın iki ünlü oyuncusu Charlize Theron ve Ben Kingsley ile usta yönetmen Richard
Attenbsorough'un gelmesi bekleniyor.

Ekim ayı takvim duvar kağıtları





Smashing Magazine (www.smashingmagazine.com), Ekim ayı takvimli wallpaper'larını beğenimize sunmuş. Böylece ekranımızı harika tasarımlarla süslerken, bir yandan da hangi günde olduğumuzu hatırlayabileceğiz.

Tasarımların bazıları sonbaharın hüzünlü, karanlık tarafından ilham alırken, bazıları da Halloween temasını seçmiş.
Buradan inceleyebilirsiniz..

Sondakika Haberi : Dünyayı şok eden karar !



ABD Temsilciler Meclisi, 700 milyar dolarlık kurtarma paketini reddetti.

ABD'de Kongre'nin alt kanadı Temsilciler Meclisi, Başkan George W. Bush ve 2 büyük partinin yöneticilerinin bütün uyarılarına karşın 700 milyar dolarlık finans sektörünü kurtarma paketini az farkla da olsa reddetti.

Yapılan oylamada paket 205'e karşı 228 oyla reddedildi.

Demokrat Parti milletvekillerinin çoğunluğu olumlu oy kullanırken Cumhuriyetçi Parti'li milletvekillerinin çoğunluğu ise pakete karşı oy verdi.

Başkan Bush, paketin geçmemesinin ekonomiye felaket etkisi yapabileceğini söylemişti. Bush'un uyarılarına karşın Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçi muhafazakarlar "bir çeşit sosyalizm" olarak adlandırdıkları pakete karşı çıkmayı son anda da sürdürdü.

BAŞKAN BUSH BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADI

ABD'de finans sektörünü kurtarmak için yönetim tarafından hazırlanan 700 milyar dolarlık kurtarma paketinin Kongre'nin alt kanadı Temsilciler Meclisi'nde reddedilmesinin ardından Başkan George W. Bush'un bu gelişmeden büyük hayal kırıklığına uğradığı açıklandı.

Beyaz saray sözcüsü Tony Fratto, "Ülkenin çaresi bulunması gereken zorlu bir krizle karşı karşıya olduğundan kuşku yok. Başkan, oylama sonucundan büyük hayal kırıklığına uğradı" dedi.

Sözcü, Bush'un ilerleyen saatlerde ekonomi kurmaylarıyla bir araya gelerek bundan sonraki adımları görüşeceğini söyledi.

Oylamada red kararının çıkmasının ardından Temsilciler Meclisi'nde yapılan ilk açıklamalarda Cumhuriyetçi Partililer, sonucun negatif çıkmasından kısa süre önce "partizanca" bir konuşma yaptığını savundukları Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'yi sorumlu tuttular.

Kampanyasına Colorado eyaletinde devam eden Demokrat Parti'nin başkan adayı Barack Obama, paketin başarısızlığa uğramasına karşın ekonomiyi bu zor dönemeçten çıkaracak ve Kongre'den geçebilecek bir paketin mutlaka çıkarılması gerektiğini söyledi.

Paket, Temsilciler Meclisi'ndeki oylamada ağırlıkla muhafazakar Cumhuriyetçilerin oylarıyla reddedilirken, onlara bazı Demokrat partili milletvekilleri de katılmıştı.

OYLAMANIN SONUCU PİYASALARDA ŞOK ETKİSİ YAPTI

ABD'de Kongre'nin alt kanadı Temsilciler Meclisi'nde, 700 milyar dolarlık finans sektörünü kurtarma paketiyle ilgili yasa tasarısının reddedilmesi piyasalarda şok etkisi yaptı.

New York borsasında Dow Jones sanayi endeksi bir ara 705 puan düştü.

Temsilciler Meclisinde kurtarma planıyla ilgili yasa tasarısının 205'e karşı 228 oyla reddedildiğinin ilanından önce, tasarının kabul edilmeyeceğinin anlaşılmaya başlamasıyla borsa hızla inişe geçti ve Dow Jones önce 705 puan düştü, ardından hafif bir toparlanmayla düşüş 528 puana kadar geriledi.

Nasdaq endeksi de yüzde 7'yi aşan oranda düştü. Nasdaq'daki bu düşüş, 11 Eylül 2001'den sonra bir günde yaşanan en büyük kayıp oldu.

ABD Merkez Bankası borsadaki duruma ilişkin yorum yapmadı.

LATİN AMERİKA

Öte yandan, ABD Temsilciler Meclisindeki oylamanın sonucu Latin Amerika borsasında gün içi alım satımlarını da etkiledi.

Brezilya'da Sao Paulo borsasında endeks 10.2 puan, Meksika borsasında gün ortası alım satım işlemleri 5.5 puan, Bouenos Aires borsasında 7.5 puan, Şili borsasında 4.9 puan düştü.

AA
29.Eylül.2008 21:17:26

ASUS Core2Duo işlemcili 2Gb Ramli Geniş Ekran Dizüstü Bilgisayar

CORE2DUO 'DA ŞOK FİYAT BU FIRSAT KAÇMAZ

kısa bir süre için 1.500 YTL yerine

KDV DAHİL 1.250 YTL
Türkiye'nin en hesaplı ve kaliteli
SIFIR - kullanılmamış Core2Duo işlemcili ve 2Gb Ramli dizüstü bilgisayarı...

BU HAFTAYA ÖZEL HEDİYE YAZICI + TAM DOLU RENKLİ ve SİYAH KARTUŞLAR
(Ayrıntılı Bilgi için lütfen sahibinden.com dan özel mesaj atınız.
Mesai saatleri içinde cep telefonumdan ayrıntılı bilgi alabilirsiniz...)
ASUS F5RL
INTEL CORE2DUO 1.66GHz (T5450) Çift Çekirdek (2Mb L2 Cache)
2048Mb DDR2 667 Mhz. (2 Gb )
160Gb Sabit Disk (HDD)
15.4" Geniş Ekran LCD (WXGA Parlak Ekran)
Dahili 1.3 Mp. ASUS Webcam
3 boyutlu 128Mb X1100 Ekran Kartı
Super Multi DVD-RW
DVD Okur yazar - CD Okur Yazar
LightScribe özelliği
4 USB2.0 Highspeed
VGA Out
PCMCIA Kart
3 in 1 kart okuyucu ( SD/MMC/MS-ProDuo)
1.3Mp dahili dönebilen kamera (Her açıdan net görüntü için)


ORİJİNAL ASUS TAŞIMA ÇANTASI
ORİJİNAL ASUS KABLOLU OPTİK MOUSE HEDİYELİ...

YALNIZCA 25 ADET .... STOKLARIMIZLA SINIRLIDIR...

BU HAFTAYA ÖZEL FİYAT...

ÜRÜNLER HİÇ KULLANILMAMIŞ, KUTUSUNDADIR. 2 YIL İTHALATÇI GARANTİLİDİR.
KUTUSUNU, ORİJİNAL ASUS MÜHÜRÜNÜ İLK AÇAN SİZ OLUN.
Ayrıntılı bilgi için hemen tıklayın...
Intel Core 2 Duo T5450 667 Mhz
2MB L2 Cache
2048MB DDR2 667
160 Gb Sabit disk
128 Mb (Max.830Mb) (ATI Radeon) ATI X1100
15.4 " COLOUR SHINE Geniş Ekran WXGA
1280*800 x 32 bit
DVD SUPER MULTI DVD-RW
Bluetooth
Dahili Kamera (1.3 Megapixel dahili dönebilir)
Kart Okuyucu (SD/MMC/MS-ProDuo)
Wireless Kablosuz internet
Windows Vista Home Basic Türkçe Lisans
2.95 KG

Wall-E



imdb puanı :
8.7/10

Yapım :
2008, ABD
Tür :
Animasyon / Bilim Kurgu / Komedi / Macera / Romantik
Yönetmen :
Andrew Stanton
Senaryo :
Andrew Stanton, Jim Capobianco
Seslendirenler :
Özden Ayyıldız, Volkan Severcan, Sigourney Weaver, John Ratzenberger, Fred Willard, Kathy Najimy, Hakan Akın, Aysun Topar, Jeff Garlin, Ayhan Kahya, Harun Can, Ali Ekber Diribaş, Ben Burtt, Elissa Knight, Yeşim Kopan
Yapımcı :
Jim Morris
Müzik :
Thomas Newman
Dağıtım :
UIP Filmcilik
Süre :
1 saat, 30 dk.
Gösterim Tarihi :
26 Eylül 2008



Dünya gezegenini terk eden insanlar tarafından unutulduktan sonra, uzun yıllar boyunca yapayalnız yaşayan ve bu süre içinde programlandığı işle (çöp tasnifiyle) uğraşan robot WALL-E, günün birinde EVE adlı çok güzel bir arama robotuyla karşılaşır ve hayatı aniden yepyeni bir anlam kazanır.

WALL-E’nin elinde gezegenin geleceğinin anahtarının olduğunu keşfeden EVE, artık başka bir gezegende yaşayan ve dünyaya güvenlik içinde geri dönüş haberini heyecanla beklemekte olan insanlara bu bilgiyi rapor etmek için müthiş bir uzay yolculuğuna çıkar. Ancak WALL-E’ de boş durmamış, çok beğendiği EVE’in peşine takılarak onunla birlikte galaksiye açılmıştır. Beyazperdedeki gelmiş geçmiş en heyecan verici ve en yaratıcı komedi macerası böylece başlar.

Geleceğin daha önce hiç hayal edilmemiş vizyonlarını içeren bu filmde WALL-E’ye, aralarında bir hamamböceği ile bozuk robotlardan oluşan kahraman ruhlu bir topluluğun da yer aldığı birbirinden ilginç karakterler eşlik eder.
http://www.wall-e.com/

Babil M.S. - Babylon A.D.


imdb puanı :
5.3/10
Yapım :
2008, ABD / Fransa
Tür :
Bilim Kurgu / Aksiyon
Yönetmen :
Mathieu Kassovitz
Senaryo :
Éric Besnard, Maurice G. Dantec, Maurice G. Dantec (Kitap)
Oyuncular :
Jamel Debbouze, Charlotte Rampling, Gérard Depardieu, Michelle Yeoh, Vin Diesel, Lambert Wilson, Jérôme Le Banner, Mélanie Thierry, David Belle, Chris Astoyan, Mark Strong, Joel Kirby, Gary Cowan, Abraham Belaga, Jan Unger, Radek Bruna, Souleymane Dicko
Yapımcı :
Mathieu Kassovitz, Alain Goldman
Görüntü Yönetmeni :
Thierry Arbogast
Müzik :
Atli Örvarsson
Dağıtım :
Tiglon
Süre :
1 saat, 30 dk.
Gösterim Tarihi :
26 Eylül 2008

Toorop, pek çok savaşta yer almış ve 21. yüzyılın başından beri dünyayı yerle bir eden savaşlardan sağ olarak kurtulmuştur.

Doğu Avrupa’yı kontrol eden mafya, bu ücretli askere çok tehlikeli bir görev verir: Aurora isimli gizemli bir kadını Rusya’dan alıp New York’a götürme ve güçlü bir tarikata teslim etme görevi…

It's a Free World - İşte Özgür Dünya




İşte Özgür Dünya
It's A Free World
Yapım :
2007, İspanya / İtalya / İngiltere / Almanya
Tür :
Dram
Yönetmen :
Ken Loach
Senaryo :
Paul Laverty
Oyuncular :
Kierston Wareing, Juliet Ellis, Leslaw Zurek, David Doyle, Joe Siffleet, Johnny Palmiero, Eddie Webber, Frank Gilhooley, Sheera Kavousian, Shadah Kavousian, Mahin Aminnia, Davoud Rastagou, Raymond Mearns, Maggie Russell, Colin Caughlin
Yapımcı :
Ulrich Felsberg, Rafal Buks, Tim Cole
Müzik :
George Fenton
Dağıtım :
Tiglon
Süre :
1 saat, 36 dk.
Gösterim Tarihi :
19 Eylül 2008

Ken Loach, Özgürlük Rüzgârı'nın hemen ardından çektiği bu son dramıyla günümüz Londra'sına dönüyor ve kamerasını yeniden toplumsal konulara çeviriyor. İşte Özgür Dünya, yasadışı göçmen işçiler meselesini kurbanların değil, suçluların gözünden ele alıyor. İş yerinde gördüğü kötü muameleden bıkmış olan ve oğlunun geleceği için endişe eden Essexli genç kadın Angie, kendi işini kurmaya karar verir: Londra'da bir barın arka tarafında kurduğu ofiste göçmen işçilere iş bulacaktır. Angie başarı ve servet basamaklarını tırmanırken, dünyayı döndüren para illetiyle ne kadar ileri gidebildiğine tanık oluruz.

Blog Archive